Dünyaca ünlü fenomen dizi Black Mirror işlediği her bölümde izleyiciye farkındalık aşılamayı başarıyor. Hatta Blakc Mirror’u tanımlamak için farkındalık odaklı bir dizi desek yeridir.

Her şeyden önce Black Mirror; sıkıcı entrikaların, yaz maceralarının ve aşk üçgenlerinin olduğu sıradan bir dizi değil. Black Mirror; önümüzdeki 50 yıl içerisinde gerçekleşmesi muhtemel fakat şu an distopya olarak görülen teknoloji odaklı gelişmelerin sunulduğu bir dizi.

Teknolojideki Tehlikeyi Görmüyoruz

Teknolojinin hayatımıza katkıları sayılamayacak kadar çok olsa da teknolojinin getirdikleri kadar götürdüklerinin de olduğunu çoğu zaman fark edemiyoruz. Mesela teknolojinin gelişmesinden övgüyle ve memnuniyetle bahsederken, teknolojinin meydana getirdiği ahlaki yozlaşmayı fark etmiyoruz. Ayrıca teknolojinin kötü niyetli insanlar tarafından geliştirildiğinde veya yönetildiğinde oluşacak zararları da düşünmüyoruz. Daha doğrusu bu detayları düşünecek vaktimiz yok. Örneğin; devrim niteliğindeki yapay zekâ teknolojisi hızla gelişirken; yapay zekâ teknolojisinde yaşanacak herhangi bir problemin dünyayı tehlikeye sokabileceği detayını kaçırıyoruz. Çünkü her ay, her hafta ve hatta neredeyse her gün teknoloji odaklı yeni bir gelişmeye şahit oluyoruz.

Teknolojideki hızlı gelişme teknolojik cihaz ve olguları hayatımızın her anında sokuyor. Teknolojisiz bir hayat düşünemiyoruz. Kısacası gittikçe mekanikleşiyoruz. Böyle olunca da gerçek dünyaya daha doğrusu gerçek dünyanın problemlerine karşı farkındalık eşiğimiz düştü.

  • Peki bunun bir telafisi var mı?
  • Teknolojinin meydana getirdiği maddi ve manevi yozlaşmaya dair farkındalığımızı arttırmak mümkün mü?

Her iki sorunun da yanıtı evet…

Peki bu nasıl olacak diye sorarsanız, yanıtımız: Black Mirror

Farkındalık Odaklı Bir Dizi

Black Mirror, teknolojinin kötüye kullanımı, yapay zekâ, robot teknolojisi gibi bugünü ve geleceği ilgilendiren konuları distopya denebilecek bir bakış açısıyla işleyen ve 2011 yılında yayınlanmaya başlayan sıra dışı bir dizidir.

Black Mirror

Black Mirror’da sadece teknolojinin iyi tarafları değil, teknolojideki açıklar da işleniyor. Charlie Brooker imzalı bir Netflix bilim kurgu dizisi olan Black Mirror, 2011 yılında ilk çıkış yaptığı zamanlarda çok ses getirmemiştir. Ancak işlediği konuların farklılığı ve dizinin yayın stratejisi diğer dizilerden farklıydı. Bu da Black Mirror’un hayran kitlesinin zamanla artmasını sağladı.

Her bölümde yeniden başlayan dizi; Black Mirror

Black Mirror’un en dikkat çekici özelliklerinden biri; genellikle her bölümde yönetmenin ve oyuncuların değişiyor olmasıdır. Yani dizinin kemik bir oyuncu kadrosu yok dolayısıyla bütün sezon boyunca aynı oyuncuları görmüyorsunuz.

Her bölümde farklı oyuncuların olması diziye olan adaptasyonu düşürmüyor. Çünkü oyuncuların ve yönetmenin değiştiği dizide konular da değişiyor. Kısacası Black Mirror’da her bölümde farklı konular ve farklı olaylar işleniyor. Bu açıdan her bir bölüm kısa bir film niteliğinde diyebiliriz. Hatta ve hatta Black Mirror; “her bölümde yeniden başlayan dizi” sıfatını bile hak ediyor. Bu sebeple de diziyi izlemeye istediğiniz bölümden başlayabilirsiniz. Dizide bir konu bütünlüğü olmadığından, herhangi bir bölümü izlemek daha doğrusu herhangi bir bölümde geçen olayları anlamak için önceki ya da sonraki bölümleri izlemek zorunda değilsiniz.

Black Mirror’da işlenen konular bugünden bakıldığında “İleri Teknoloji” içeriyor gibi gözükse de teknolojideki hızlı gelişme dizideki olayları anlamlandırmamızı kolaylaştırıyor. Diğer bir ifadeyle dizideki olaylar “Gerçeklik” ve/veya “Mümkünlük” açısından belli bir anlam taşıyor.

Rate Me (Sosyal Skor) Örneği

Dizideki olayların gerçeklik ve mümkünlük açısından anlam taşımasına Çin’de başlatılan Rate Me yani Sosyal Skor uygulaması örnek gösterilebilir. 2018’in başlarında gönüllülük esasıyla başlayan Çin’deki bu sistem, 2020 yılında zorunlu hale getirilecek. Mobil cihazlara yüklenecek olan bir uygulama ile Çin Devleti, vatandaşlarını hem sanal hem de gerçek yaşantıda an be an takip ederek puanlandıracak.

Rate Me Uygulaması

Puanlama sistemi A, B, C ve D seviyeleri olarak 4’e ayrılacak. A seviyesi 1050 puan ve üzerini simgelerken, D seviyesi 599 puan ve altı olarak değerlendiriliyor. Ayrıca D seviyesinde olan kişiler ülkenin en ahlaksız kesimi olarak nitelendirilecek.

Bu durum Çin’de gerçek olmadan önce Black Mirror dizisinde işlenmişti. Dizinin bir bölümünde “Rate Me” isimli bir uygulamadan bahsediliyordu. İşte bu uygulama Çin’de geliştirilen “Sosyal Skor” uygulamasıyla aynı misyonu taşıyor.

Ahlaki Değerlere Değinen Bir Dizi

Black Mirror için “farkındalık odaklı bir dizi” nitelemesi yapmıştık. Bu yapım için “ahlaki değerlere değinen bir dizi” ifadesi de kullanılabilir. Zira salt teknoloji odağında bir dizi olarak lanse edersek Black Mirror’a haksızlık etmiş oluruz. Çünkü en az teknolojik gelişmeler kadar ahlaki değerlere de vurgu yapan Black Mirror’da toplumdaki ahlaki yozlaşma ve insanların vahşileşmesi gibi detaylar da işleniyor.

Teknolojinin gelişmesi ve sosyal medyadaki “Anonimlik” kavramı bazı insanlara, “her istediğimi yapabilirim, her istediğimi söyleyebilirim” gibi bir özgüven veriyor.

Sosyal Linç - Siber Zorbalık

Bu durumu “Siber Zorbalık” olarak özetleyen ve kavramsallaştıran uzmanların yanı sıra Black Mirror dizisinde de “Siber Zorbalık” konusuna vurgu yapılmıştır. Dizide geçen şu replik konuyu özetler nitelikte;

“Teknoloji devrimi sayesinde, hiddetlenme ve suçlama, sonucuna katlanmadan zehir yayma gücüne sahibiz…”

Bu replikte bahsedilen durumu her an yaşayabiliriz. Bazı insanlar sevmedikleri ve fikirlerinin uyuşmadığı insanlara karşı direkt olarak yani insanların yüzüne karşı bir şey söyleyemezken bilgisayar / telefon başına geçip siber zorbalık yapabilmektedir.

Günümüzde sokakta bir insanın başka bir insana sözlü veya davranışsal şiddet uygulaması tepkiyle karşılanırken, aynı durum örneğin Twitter, Linkedin vs. gibi sosyal ağlar üzerinden gerçekleştiğinde zorbalık yapan kişi ya da kişilere karşı toplumda benzer bir tepki oluşmuyor.

Peki fiziksel şiddet suç da siber zorbalık ya da toplu halde yapılan sosyal linç suç değil mi?

Fiziksel şiddet zarar verirken, sosyal linç zararsız mıdır?

Psikolojik şiddetin zararları hakkında bilgimiz ne kadar?

Sosyal linçe maruz kalan insanların neler yaşadığına dair onlarla empati yapabiliyor muyuz?  

Her bir soru detaylıca yanıtlanması gerekiyor diye düşünüyorum. Ve hatta her bir soru kendi içerisinde makale değeri taşıyor desek yeridir.

Belki bireysel olarak siber zorbalık konusunda sessiz kalıyoruz ancak Black Mirror gibi yapımlar bu konuları işleyerek farkındalığımızı arttırıyor. Bu arada sosyal linç konusunu tüm boyutlarıyla görmek isteyenler dizinin “Hated In The Nation” bölümünü mutlaka izlemeli. Bu bölümde “Sosyal Linç” konusu tüm şeffaflığıyla işleniyor.


💡 Siber Zorbalık Nedir?

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.