Pandemi sürecinde karantina nedeniyle gıda perakendecileri, market zincirleri ve online alışveriş siteleri satışlarını katladı. Tüm dünyanın yaşadığı Covid-19 salgını, insanlık için dijital dönüşümde bir dönüm noktası olurken bu salgın, aynı zamanda fiziksel marketlerin de gelenekselden yarı teknolojik bir modele dönüşümünü tetikledi. Şimdi herkesin hiç vakit kaybetmeden Covid-19 sonrasına hazır mıyız? sorusunu sorması ve buna bir cevap bulması gerekiyor.
2020 yılı başında hayatımıza giren ve yaşam koşullarımızı aşamalı olarak değiştiren Covid-19 pandemisi tüketim trendlerini de değiştirdi.
Dünya genelinde fabrikaların üretime ara vermesi sonucunda oluşan ekonomik daralma, bir global krize sebep olduysa da bu durum aynı zamanda (her kriz döneminde olduğu gibi) bazı fırsatlara da kapı araladı. Diğer bir ifadeyle bazı sektörler, Koronavirüs salgınının getirdiği yeni ihtiyaçlar ve yeni tüketim davranışları sebebiyle bu süreçten olumlu yönde etkilendi. Bu sektörlerin başını ise temel gıda maddeleri ile kişisel bakım ve hijyen ürünleri çekti.
Pandemi Sürecinde Gıda Perakendecileri Ulvi Görevler Üstlendi
Sosyal izolasyon ve karantina sürecinde; okulların ve işyerlerinin tatil olmasıyla beraber tüm temel ve insani ihtiyaçlarımızı online kanallardan tedarik ettik. Diğer bir ifadeyle gıda perakendesi; Covid-19 pandemisiyle savaştığımızdan beri bir tür yaşamı devam ettirme misyonu üstlendi.
Nielsen araştırma şirketinin, geçtiğimiz aylarda perakende sektörünün geleceğini değerlendirdiği bir toplantıda sunduğu “COVID-19 Döneminde Online Alışverişçinin Yolculuğu” raporunda bazı veriler paylaşıldı. Nielsen’e göre hızlı tüketim ürünlerinin satışı, pandemiden önce de e-ticaret kanalında çok hızlı bir biçimde büyüyordu. Bunun yanında pandemiyle gelen sosyal izolasyon ve karantina uygulamaları; perakende ve fiziksel mağaza alışverişinde çok hızlı bir dönüşüme zemin hazırlayarak bir katalizör etkisi yarattı.
Pandemi dönemi olarak değerlendirilen ilk vakanın açıklanmasından sonra geçen 5 haftanın ortalamasında e-ticaret büyümesi, ilk 2 ay kaydettiği büyümenin çok üzerine çıkarak üç haneli değerlere ulaştı ve %171 olarak gerçekleşti. Ayrıca online gıda alışverişinin 2 yılda beklenen pazar büyümesinin, 2020 yılının ilk 6 ayında gerçekleştiği görülüyor. Öte yandan Türkiye’de e-ticaretin perakende sektöründeki payı, 2019 yılında %5 civarındayken yılın ilk 6 ayında bu oran %10 olarak kaydedildi. 2020 yıl sonuna doğru ise bu oranın %12’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
E-Ticarette Fırsatlar: Dark Marketler Pazar Payını Arttıracak
En etkili satış stratejileri ve reklam sloganlarının pazarcılıktan ilham alınarak geliştirildiğini söyleyenler yine haklı çıktı.
Hepimizin hatırlayacağı gibi ülkemizde pandeminin başlarında yani ilk sokağa çıkma yasağının uygulandığı günlerde marketlerde yaşanan izdiham kısa süreli bir insani krize dönüşmüştü. Sektör bu yoğunluğa hazırlıksız yakalanmış, büyük bir lojistik ve stok sorunu oluşmuştu. Bu krizi fark eden bazı pazarcılar ise; mahalle aralarına geçici tezgahlar kurup insanların temel gıda ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağladı. Kısacası pazarcılar bu basit stratejiyle arz talep ihtiyacını ayak üstü çözdü diyebiliriz. Bu arada uygulanan bu yöntem özellikle Amerika’da son zamanlarda tam anlamıyla bir iş modeline dönüşmeye başlayan “Dark Market” modelini hatırlattı.
“Dark Market”ler; mahalle aralarına konumlandırılan lojistik merkeziyle, gıda alışverişinin tamamen online olarak yapıldığı bir tedarik ağı olarak tanımlanabilir. Ülkemizde ise Bana-Bi ve Getir gibi anında teslimat yapan tedarik ağları Dark Marketlere örnek olarak gösterilebilir.
∴
Bu arada büyük market zincirleri; son birkaç yıldır artık süpermarket dediğimiz büyük metrekareli mağaza açılışları yapmıyor. Bunun yerine tüketiciye fiziksel anlamda daha yakın olacakları mahalle aralarında konumlandırdıkları mini ve express mağaza konseptlerine yöneliyorlar. Son gelişmeler, yani yaşanan pandemi süreci, bu öngörülü planlamanın pratikte ne kadar işlevsel olduğunu da göstermiş oldu.
Pandemi Sürecinde Fiziksel Marketlerin Dönüşümü
Dünya genelinde, online ve geleneksel marketleri bütünleştirerek yeni bir tedarik ağı modeli oluşturuldu. Batıda örneklerini pandemi sonrasında gördüğümüz ve şu an için son derece başarılı bir şekilde ilerleyen bu model; “Sokakta Teslimat” veya “Toplanma Yerinden Teslimat” şeklinde tanımlanıyor.
Online ve geleneksel marketlerin karışımı olarak ifade edilen “Toplanma Yerinde Teslimat” pandemi sürecinde önem kazandı.
Toplanma Yerinde Teslimat
Bu modelde müşteri, online olarak siparişini verip sepetini dolduruyor. Market ise tüm siparişleri bir saat içerisinde hazırlayarak bir randevu oluşturuyor. Akabinde, satın alınan ürünler teslimat noktasında müşteriye teslim ediliyor. Bu uygulamanın iki türlü avantajı var.
Birincisi, müşteri online siparişte teslimat saatlerinin oluşturduğu sorunlarla karşılaşmıyor. Diğer bir ifadeyle özellikle teslimat saatlerinde evde olmama ve siparişlerin kapıda kalması gibi sıklıkla yaşanılan problemler bu modelde yaşanmıyor.
İkincisi; müşteri, fiziksel alışverişte market içerisinde yaşadığı temastan kurtulmuş oluyor. Ayrıca uzun bekleme kuyrukları nedeniyle oluşan vakit ziyanının önüne geçiliyor.
∴
Özetlemek gerekirse müşteriler artık hızlı teslimat ve daha az fiziksel temas olan alışveriş seçeneklerini tercih ediyor. Öte yandan; şu an zorunluluk olarak hayatımıza giren alışkanlıklar yüksek ihtimalle pandemi sonrasında da uygulanarak kalıcı hale gelecek. Bu doğrultuda diyebiliriz ki; kendi işletmesini kısa sürede yeni dünya düzenine göre şekillendiremeyen işletmeler, pazar hacmi ne kadar büyük olursa olsun oyun dışı kalacaktır.
Bu arada, Pandemi Sürecinde Gıda Perakendecileri Krizi Fırsata Çevirebilir başlıklı bu makaleyi hazırlarken yararlandığım kaynaklara Kaynakça kısmından ulaşabilirsiniz.
Kaynakça
- NY Mag (https://nymag.com/strategist/2020/04/stores-doing-curbside-pickup-what-you-can-get.html)
- Nielsen (https://www.nielsen.com/tr/tr/press-releases/2019/nielsen-announced-trends-in-fast-moving-consumer-and-e-commerce)
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.
çok güzel bir yazı olmuş paylaşımınız için teşekkür ederiz