Aralık ayından beri dünya gündemini sarsan ve ateşli bir silah olarak tanımlayabileceğimiz Korona Virüs artık küresel bir kriz haline geldi. Salgın nedeniyle hayat durdu, herkes nasıl korunacağının derdine düştü! Ancak patent savaşları devam ediyor!

Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen virüsün küresel ekonomide hasara yol açtığı ve açacağı artık hepimizin bildiği bir gerçek.

Ateşli Bir Silah: Korona

Salgının, Avrupa ve Amerika’ya yayılması çok ciddi önlemleri beraberinde getirdi. Ülkeler adeta kapılarını dış dünyaya kapadı. Üretime ara verenler, kepenk kapatanlar, evden çalışma modeline geçenler derken çalışma hayatımızda da köklü değişiklikler meydana geldi. Hayat durdu ve herkes salgından nasıl korunacağının derdine düştü!

Tüm ülkelerin düştüğü durumla ilgili özet yapmak gerekirse: Tehdit küresel ama verilen savaş  ne yazık ki lokal! diyebiliriz. Diğer bir ifadeyle tüm dünya ortak akılla hareket etmek yerine kendi savaşını vermekle meşgul…

Tüm Sektörler Durdu İlaç Sektörü Coştu

Şüphesiz ki, şu günlerde tıpkı sağlıkçılarımız gibi ihtiyaç duyulan temel ürünlerin üretiminde çalışan, onları son tüketiciye hazır hale getiren, lojistiğini üstlenen herkes canla başla çalışıyor. İlaç, maske, dezenfektan, kolonya ve vitaminde satın alma patlaması yaşanıyor. Yaşanılan bu kriz, başta ilaç sektörü olmak üzere talep edilen malzemeleri üreten ve satan sektörler için (sağlıklı olmak ön koşuluyla) bir fırsata dönüştü.

Tüm sektörlerin aksine bu sektörler üretim kapasitesinin üzerinde çalışarak, herkese ihtiyaçlarını ulaştırabilmek için sabah akşam demeden ter döküyor.

İyi ki varlar..

Krizi Fırsata Çevirenler

Korona Virüs (Covid-19) dünyada başladığı andan itibaren gözler bu salgın ile ilgili bulunacak aşı ve ilaca çevrildi. Ülkeler arasında panzehiri bulabilmek için adeta kıyasıya bir mücadele var. Hatta bazı hükümetler bu konuyla çalışan bilim adamlarını bulunduğu ülkeden kendi ülkesine transfer edebilmek için milyar dolarlar harcamaya hazır. Henüz gizlilik koşulu nedeniyle göremediğimiz binlerce patent ise sırada bekliyor.

Ülkeler ekonomilerini sağlama almak için aşıya, ilaca ve bulacakları panzehire patent alarak bunu gelir kapısı haline getirip diğer ülkelere pazarlamak istiyor. Mesela Çin şu an edindiği deneyim ve geçirdiği büyük felaketin ardından tam da bahsettiğimiz pazarlamayı yapıyor. Diğer bir ifadeyle Çin; Korona Virüs salgınını kontrol altına aldıktan sonra üretim kapasitesini dünya talebine göre yönlendirerek ekonomisinin yaralarını sarmaya çalışıyor. Çizdiğimiz bu tabloya bakılacak olursa bilinen her şeyi alt üst edecek bir virüs yakın tarihte çok çok önemli bir savaşın da baş rol oyuncusu olmaya aday görünüyor:

Patent Savaşları

Krizi fırsata çevirmek için patent almaya çalışan ülkeler zamanla ve başka ülkelerle kıyasıya yarışadursun… Bizim üreticilerimiz de hastalığı duyduğu an itibariyle marka başvuruları için kolları sıvadı. Yani marka tescil / patent savaşları denilen bu savaşta bizde varız. Örneğin Türk Patent ve Marka Kurumu raporlarında yer alan verilere göre 2020 yılında ülkemizde corona, korona, covid ve covid 19 için toplam 54 marka başvurusunda bulunuldu.

  • Corona 28 başvuru
  • Korona 9 başvuru,
  • Covid 19 başvuru
  • Covid 17 başvuru

Bu başvuruların sektör bazlı ağırlığı ilaç, tıbbi laboratuvar ve koruyucu malzemelerle ilgili olsa da çok ilginç başvuruların olduğunu da söyleyebiliriz.

Markasının logosunu başvuruya yetiştiremeyip ürününü direkt logo yapandan,aynı marka için Corona yetmeyip Korona’yı da alana, Eğitim Öğretim Hizmetleri’nde Korona’ya başvurandan inşaat sektörü için Corona almak isteyene, ateşli ve ağır silahlarda ve roketlerde Corona markası için TPE’nin kapısına koşandan sigorta hizmetlerinde adını Korona olarak değiştirmek isteyenlere kadar birçok kişi bu markaya talip!

Korona Virüs Aşısı

Marka borsası işte tam olarak böyle bir borsa… Önce ve benzersiz olan her zaman kıymetlidir. Ancak Corona, Korona, Covid markanın adına ne dersek diyelim, bu bir hastalık adıdır ve kamuya mal olmuştur. Dolayısıyla özellikle ilgili sektörlerde markanın tescili söz konusu değildir. Rekabet açısından ve halkı yanıltma gibi durumlar göz önüne alındığında bu tip ibareler red sebebi için yeterlidir.

Her zaman söylediğimiz gibi marka seçmek çok önemli bir iştir. Markanın benzersiz olması, algısı çok çok önemlidir. İbarenin bilinirliği markanızın çok satacağı anlamına gelmez. Kimse dünden bugüne dünya devi olmuyor. Önemli olanın, yatırım yapabileceğiniz markalar ile sektörde yer edinmek olması gerektiğini artık benimsemeliyiz. Bu gibi durumlarda fark yaratmak isterseniz, tescillemek istediğiniz markanın durumu ile ilgili mutlaka bir danışmana başvurmanızı öneririm.

Patent savaşları devam ededursun ben bu vesile ile herkese sağlıklı günler dilerim. 🙂 Ülkemizin içine girdiği bu durumdan dersler alması ve umutla geleceğe daha sağlam adımlar atması bundan sonraki süreçte tek temennimdir.

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.