Halkla ilişkiler; gerek kavramsal gerekse tarihsel olarak, her bilimsel disiplin gibi kitaplar dolusu anlatımla ifade edilebilir. Peki geçmişten bugüne halkla ilişkiler alanında neler yapıldı? İşte halkla ilişkilerin tarihsel gelişimi!
İnsanların toplum halinde yaşamaya başlamasından itibaren halkla ilişkilerin var olduğu söylense de aslında halkla ilişkiler bir disiplin olarak 20. yüzyıl bilimidir diyebiliriz. Halkla ilişkiler; gerek kavramsal gerekse tarihsel olarak, sosyal bilimlerin bünyesindeki hemen hemen tüm kavramlar gibi kitaplar dolusu anlatımla ifade edilebilir. Bu makalede derinlemesine bir halkla ilişkiler tarihi yerine, maddeler halinde ve kronolojik bir mantıkla bir halkla ilişkiler tarihi okuyacaksınız. İşte geçmişten bugüne halkla ilişkiler!
Tarihsel Olarak Halkla İlişkiler
- M.Ö. 1800’lerde Sümerler, çiftçilere nasıl tahıl üreteceklerini anlatan çiftlik bültenleri hazırlamışlardır.
- Mısır, Mezopotamya ve İran’da yapılan arkeolojik kazılar sonucunda bulunan tabletler ve sanat eserleri, dönemin yöneticilerini, dini önderlerini ve bu kişilerin yaptığı iyi işleri halka tanıtmak amacıyla yazılmıştır.
- Irak’ta Ö 1800 yılında, çiftçilere yönelik olarak ürünün zararlı etkilerinden nasıl korunması gerektiği; sulama, hasat gibi konularda bilgi vermek amacı ile hazırlanan tabletler de ilk halkla ilişkiler uygulama örnekleri olarak verilebilir.
- Roma ve Eski Yunan’da filozof ve siyasi önderler çeşitli konuları halkın önünde tartışmak için toplantılar düzenlemişler ve aldıkları kararlar konusunda onları bilgilendirmişlerdir. Bu da ilk halkla iletişim çabalarına örnektir.
- M.Ö. I. Yüzyılda Romalılar, “Halkın sesi hakkın sesi” sözünü icat ederek iletişimin çift yönlü olmasına ve halkın yönetimde söz sahibi olmasına öncelik vermişlerdir.
Halkla ilişkilerin ilk çağ uygarlıklarından itibaren tarihsel gelişim sürecine bakıldığında, iletişim ile ilgili çabaların öncelikle yüz yüze başladığı anlaşılmaktadır. Halkla ilişkilerin tarihinde 1440 önemli bir tarihtir. Çünkü 1440 yılında matbaanın icat edilmesi halkla ilişkiler süreçlerinde kitle iletişim araçlarının da kullanılmasını sağlamıştır. 19. yy’ın sonları, 20.yy başlarında ise iş dünyası ve iletişimde yaşanan değişmeler, halkla ilişkilerin gelişimine zemin hazırlamıştır.
Avrupa’da Halkla İlişkilerin Gelişimi
Çağdaş anlamda halkla ilişkiler uygulamaları Avrupa’da esas olarak 1950’li yıllarda başlamıştır. Hemen hemen tüm çabaların öncelikle hükumet desteği ile gerçekleştiği gözlenir. Buna örnek olarak İtalya’da vergi düzenlemelerini ve belediyecilik faaliyetlerini halka benimsetmek için yürütülen halkla ilişkiler faaliyetleri gösterilebilir.
Kısa bir süre sonra ise özel şirketlerin de halkla ilişkiler faaliyetine giriştikleri gözlenir. Örneğin Almanya’daki Bayer ilaç firması, literatürde de yer alan başarılı halkla ilişkiler uygulamalarıyla bir dönem ön plana çıkmıştır. İngiltere’de ise organize olmuş halkla ilişkiler çalışmalarının ilk örnekleri, 1911 yılında Lloyd George’un direktifleri ile “Ulusal Sigorta Anlaşması”nı açıklayan Sigorta Komisyonu’nun çabaları şeklinde karşımıza çıkıyor.
1926 yılında ise Kraliyet Ticaret Bakanlığı kurulmuş ve Halkla İlişkiler Enstitüsü’nün kurucu başkanı olan Sir Stephan Tallents, İngiltere’de insanların aklında imparatorluk fikrini canlı tutmak olan bu görevi yürütmekle görevlendirildiğinde, bugünkü anlamda halkla ilişkilerden yararlanmıştır. Böylece çağdaş manada halkla ilişkiler süreci de başlamıştır.
1931 yılında başbakanın “Buy British” (yerli malı alın) sözünü destekleyici geniş kapsamlı bir kampanya yapılması, yine bir ilktir. Bu kampanyayla iyi tasarlanmış ve hızla yürütülmüş bir halkla ilişkiler kampanyasının yararlılığı anlaşılmıştır.
1932 yılında ise, bir basın irtibat görevlisinin başbakanlığın kadrosuna atanması ve 1938’de sarayda Basın Sekreterliği Postası kurulmasıyla basınla ilişkilerin önemi hükumet çevreleri tarafından da kabul edilmiştir.
Türkiye’de Halkla İlişkilerin Gelişimi
Türkiye’de halkla ilişkiler çalışmaları ilk kez devlet kuruluşlarında görülmüştür. Dışişleri Bakanlığı “Enformasyon Genel Müdürlüğü” ve Milli Savunma Bakanlığı “Basın ve Halkla Münasebetler Daire Başkanlığı” ilk örneklerdir.
Türkiye’de çağdaş halkla ilişkiler yapan ilk kamu kuruluşları: Devlet Planlama Teşkilatı “Yayın ve Temsil Şubesi” (planlama fikrinin kamuoyuna benimsetilmesi) ve 1964’de kurulan Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü Tanıtma Şubesi’dir. Bunları Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi, Bakanlık ve Genel Müdürlükler‘de bulunan Basın ve Halkla İlişkiler Daireleri izlemiştir.
Genel olarak kalkınma planları ve yıllık programlarda kırtasiyeciliğin azaltılması ve devlet hizmetlerinin yerine getirilmesinde halkla işbirliğinin sağlanması, devlet-vatandaş ilişkilerinde temel amaçlar olarak ele alınmaktadır.
1960’lardan sonra da kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler hizmetleri veren çeşitli profesyonel birimler kurulmaya başlanmıştır. Türkiye’de halkla İlişkilerin özel sektörde yer alması 1960lı yılların sonlarına denk gelmektedir. 1962’de MEHTAP PROJESİ (Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi) Raporu, 1964 yılında uygulanan ve nüfus planlamasını topluma benimsetmeye çalışan kampanyadır.
İlk kez 1966’da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Gazetecilik Yüksek Okulu’nda halkla ilişkiler eğitimi verilmeye başlanmıştır. 1992’ye kadar Basın Yayın Yüksek Okulu olarak eğitim veren bu kuruluşlar bugün İletişim Fakültesi adıyla anılmaktadır.
1969 yılından itibarense büyük holdingler ile bazı bankalar halkla ilişkiler çalışmalarının önemini kabul etmişler ve bu yönde aksiyon almışlardır.
Örgütsel Gelişim Olarak Halkla İlişkiler Tarihi
Geçmişten bugüne halkla ilişkiler konusunu bitirmeden önce Türkiye’de örgütsel gelişim olarak halkla ilişkiler tarihini aktarmak gerekir diye düşündük. İşte halkla ilişkilerin örgütsel gelişiminde önemli yer tutan dernek ve benzeri kuruluşlar;
1972 – Halkla İlişkiler Derneği – İstanbul
1973 – Ankara- Halkla İlişkiler Derneği
1974 – Türkiye’nin ilk Halkla İlişkiler Şirketi: A&B Tanıtım
1985- İzmir – Halkla İlişkiler Derneği
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.