“Z Kuşağı”nın maruz kaldıkları, yapılan olağan dışı güzellemeler, kuşaklar arası bir miras yolculuğundan bağımsız düşünülmesi, kuşağın ismiyle de aynı olan bir muhasebe terimi olarak Z raporunu hatırlatıyor.

Aynı yıllarda doğan, aynı toplumsal, kültürel, teknolojik değişimleri birlikte yaşayan ve ortak deneyimlere sahip kişiler farklı kuşaklar olarak kategorize edilirler. Bunun doğal bir sonucu olarak görebileceğimiz ve geçmişten günümüze miras kalan “kuşak çatışması” kavramı da böylelikle dilimizde yer bulmuştur.

Kuşaklar arası yaşanan anlaşmazlıkları yalnızca günümüzün problemi olarak tanımlamak da pek doğru değildir. Geçmişe uzandıkça bu çatışmanın izlerinin M.Ö döneme uzandığını, dönemin çağdaşlarının Aristoteles’in ve Hesiod’un söylediklerini, Sümerlere ait yazıtlarda gelecek nesillerle ilgili söylenenleri tarihi kaynaklardan öğrendiğimizde ise biraz şaşırtıcı gelecektir. Bizler de birilerinin ve bir zamanın geçmişi olacağımız için şu an yapılan kuşak tartışmaları tarihteki yerini alacak ve bu döngü kuşak ve kuşaklar arasında sürmeye devam edecek.

İçinde bulunduğumuz çağda özellikle de bir kuşakla ilgili yaşananlar, konuşulanlar, beklenenler ve beklenmeyenler geçmişteki kuşak çatışmalarının biraz daha ötesinde ve dışında tutulan farklı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Z Kuşağı Z Raporu Olmasın

Günümüze kadar yaşanan çatışmalarda çağdaşlar kendilerinden sonraki nesilleri daha acımasız eleştirebilirken, şu an yaşadığımız süreçte Z Kuşağı olarak adlandırılan kuşağı eleştirmekten çok anlamaya çalışmak üzerine kurulu bir sistematiğin içerisinde bulunuyoruz.

Tabi ki elimizde bu durumu izah edebilecek yeteri kadar bilgiye sahibiz. Z kuşağının dünya nüfusundaki oranının %30’ları aşması bu bilgilerden yalnızca bir tanesi. Sadece bu yüzdesel oran bile, bu kuşak üzerinde yapılan güzelleme ve yüceltme çabalarının özellikle de iş ve siyaset sahnesinde neden bu kadar alevlendiğini anlamamız için yeterli.

Peki, Z kuşağı için anlama çabasının ötesinde yapılan bunca güzellemeyle önceki kuşaklara, beklenti boyutlarını dolayısıyla hayal kırıklığı ihtimalini artırarak da Z kuşağına haksızlık yapıldığını hiç düşündünüz mü?

İşkolik olarak adlandırılan, yaşamak (hayatta kalmak) için çalışmak zorunda olan BabyBoomers kuşağının kendi çağlarının bu şekilde olmasını tercih ettikleri pek söylenemez sanırım.

Her kuşak önceki kuşakların hazırlamış oldukları zemin üzerine yeni bir şeyler inşa edebiliyorken Z kuşağına ‘dünyayı kurtaran adam’ muamelesi yapılıyor olması kuşaklar arasındaki haksızlık makasını giderek açıyor. Zaman zaman daha da ileri giderek gıyaplarında dünyayı kurtarma görevi verilen kuşağın dünyayı kurtarırken ellerindeki temel güç olan internet ve bilgi teknolojilerinin bu kuşakla birlikte var olduğu sanrıları olağandışı övgüleri mümkün kılıyor.

2050 yılında tüm dünya tarihi boyunca üretilen bilginin 1 saat içerisinde üretilebilecek olması Z kuşağı öncesi kuşaklara olan borçlarımızdan yalnızca biri olduğunu unutulmamalı.

Kuşağın Marka Sadakati

Artık Z kuşak temsilcilerinin de yer aldığı iş dünyası marka sadakati üzerine kafa yoruyor ve son yıllarda azalan marka sadakati konusunda kendi çağdaşlarını etkilemenin yolunu arıyor. Gerçekten dünyayı kurtaran nesli olmak misyonunu üstlenip bu konuda ortaya konulacak iradenin ateşleyicisi oldukları andan itibaren dünyaya katkı yapmayan markaların ve firmaların yaşam şansı olmadıklarını göstererek oyun kurallarının yeni belirleyicileri konumuna geldiler.

Bugüne kadar bağımlılık ve bağlılık arasındaki sınırları en net çizen bu kuşak değer yaratamadığı için bağlanamadığı markaların aksine değer yaratanların da takipçisi olarak iş dünyasına net mesajlar veriyor.

Bu tercihler ‘dünyayı kurtarma’ yolunda atılacak adımların başlangıçları sayılabilecekken, kuşak için yapılan ve bir müddet sonra içselleştirilen farklı değerlendirmeler, değer arayışında olan, bulduğu zaman sahiplenen kuşağı, değer algısı ve arayışı yokmuşçasına yaftalamaktadır. Geçmiş kuşaklardan bağımsız kendi gelen bir takım yeteneklerle başarı elde edebileceği gibi sürrealist yaklaşımların gölgesinde kalma ihtimali ile karşı karşıya bırakmaktadır.

X Y Z Kuşakları Hakkında Bir Değerlendirme: Türkiye’de Kaç Kuşak Bir Arada Yaşıyor?

“Z Kuşağı”nın maruz kaldıkları, yapılan olağan dışı güzellemeler, kuşaklar arası bir miras yolculuğundan bağımsız düşünülmesi, kuşağın ismiyle de aynı olan bir muhasebe terimi olarak Z raporunu hatırlatıyor. Bilindiği üzere Z raporları işletmelerin günlük kapanış raporu olup, günlük hafızayı sıfırlamaktadır Hafızamızı sıfırlamadan, sonraki kuşaklara kurtarılmasına gerek kalmayacak bir dünya bırakmak dileğiyle.


💡 Kariyer Planla(Ma)ması

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.