Son yıllarda çok sık duyar olduğumuz “yeni nesil” tabirini “ekonomi” ve “girişimcilik” odağında değerlendirerek bu makalede yeni nesil ekonomi ve yeni nesil girişimcilik üzerine bir takım çıkarımlarda bulunacağız.
İçeriğinden haberdar olarak veya sırf laf olsun diye konuşarak, hiç fark etmiyor, herkesin diline dolanan “yeni nesil” diye bir tabir var.
Bu kavramı son yıllarda gerçekten de çok söyler, çok okur, çok duyar olduk. Bu defa “yeni nesil”e, “ekonomi”yi ekleyeceğiz. Amacım kavram çözümlemesi yapmak değil. Ben sadece yeni nesil ekonomi ve yeni nesil girişimcilik kavramlarını anlamanın ve içselleştirmenin niye önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Yeni Nesil Ekonomi
Eğri oturup doğru konuşalım…
Yeni nesil ekonomi imdadımıza yetişmeseydi 2001’den itibaren ara sıra nükseden ve direkt globali hedef alan ekonomik krizleri dünya öyle pek kolay atlatamazdı.
Sanayi Devrimi toprağı ikinci plana attı…
Belki bazıları “sen buna atlatmak mı diyorsun?” diye bana kızacaktır lakin yeryüzü ile Türkiye’nin kafa kafaya ilerlemeye başlaması bu krizler ve yeni nesil ekonominin marifetidir. Zira ilk çağlardan sanayi devriminin gerçekleştiği 1700’lerin sonlarına kadar olan süreçte insan “toprak” odaklı bir ekonomik modeli benimsemişti. Sanayi Devrimi ise toprağı ikinci plana attı. Böylece fabrikasyon dolayısıyla insan + makine önemli olmaya başladı. Kısacası dünya hızla değişti. Bunun sonucunda da toprağa dayalı ekonomik yapı yerine fabrika usulü üretim anlayışı ve salt para (kâğıt) endeksli bir ekonomik düzen geldi.
Bu da beraberinde yeni bir sınıfın ortaya çıkmasına sebep oldu. Ve kavramlar çoğaldı. Ardından ülkelerin ekonomisini oluşturan 3 temel sektör ülkelerin gelişmişliğinin de kıstası oldu.
Bunlar;
- Tarım
- Sanayi
- Hizmet
sektörleriydi.
Gelişmişlik diye tabir edilen olgu da çalışan nüfusun bu “üç temel sektör” baz alınarak orantılanmasıyla belirlenmeye başlandı.
Bu anlayışa göre; eğer aktif, çalışan nüfusun büyük bölümü tarımda çalışıyorsa o ülke, sanayi devrimini ve yeni nesil ekonomiyi yakalayamamıştır. Diğer yandan; hizmet sektöründe çalışan nüfusun, toplam çalışan nüfusa oranı %50 ve üzerindeyse, bu da o ülkenin gelişmekte olduğunu göstermektedir. Gerçi hizmet sektöründen hizmet sektörüne farklılıklar vardır. Yani burada; katma değeri yüksek, bilginin ön planda olduğu, üretim odaklı sektörün parçası olan kısım ile sanayi devriminin gerektirdiği kol gücüne hizmet eden kısım iyi ayrıt edilmelidir.
Dünyayı Şirketler Yönetiyor
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler lakin başladığımız gibi sürdürelim… Son 150 – 200 yıldır dünya, şirketler (company) tarafından yönetiliyor. Diğer bir ifadeyle dünya çoktan yeni nesil ekonomiye geçti ve hatta geçmekle kalmayıp bu ekonomik modelin kurallarını yazdı. Arkadan gelenler ise sadece bu kurallara uymaya çalışıyorlar.
Batı insanının çoktan benimsediği bu modeli Türkiye yeni idrak etmiş olsa da 19. yüzyıl sonlarıyla, 20. yüzyıl başları şirketler tarafından şekillendirildi. 21. yüzyılda ise şirketler, imparatorlukların ve devletlerin yerini aldı. Kısacası krallıklar çöktü ve sanayi devriminin var ettiği yeni ekonomik düzen tüm dünyada şirketler vasıtasıyla hâkim oldu. Böylece kral veya imparator kavramı da şekil değiştirdi; yani kralların yerini şirket sahipleri aldı. Belki görünürde sıfatlar değişmişti fakat işlevsel olarak her şey aynıydı.
Yeni Nesil Girişimciler
Sırf benzetme yapmak için kral – ceo denklemi kurduğumu zannetmeyin. Bu eşleşmeyi bilinçli yaptım. Zira şirketler de tıpkı krallıklar gibi yeni topraklar, yeni toplumlar fethetmek zorundadır. Fakat yeni nesil ekonominin hakim olduğu 2000’li yılların başında, Sanayi Devrimi ile doğan bu çok uluslu şirketler, birileri tarafından sollandı.
Bunları da “yeni nesil girişimci” olarak tanımlıyoruz. 2000’lerin başlarında çok uluslu şirketleri sollayan ve bu nedenle yeni nesil girişimci olarak tabir edilen bu kişiler/girişimler; hemen her pazarda hakimiyet kurdular. Sonuç olarak Sanayi Devrimi ile birlikte imparatorlukların ve kralların yerini alan çok uluslu şirketler 2000’lerde sahip oldukları hakimiyeti büyük oranda yitirmiş oldu.
Yeni Bir Sistem Kuranlar
Bu zamana kadar bizlere hep aynı şey öğretildi. Ailemiz, öğretmenlerimiz, üniversitedeki hocalarımız, yaşam koçları, danışmanlar, eğitmenler, mentörler, profesyonel çalışma hayatı, yöneticiler, siyasetçiler, arkadaş çevremiz vs. kısacası herkes ve her şey bize iki ihtimalin varlığından bahsetti.
Birinci ihtimal; “sisteme köle olacaksın.
İkinci ihtimal;“sistemin karşısında duracaksın.”
Eminim herkes hiç tereddüt etmeden ikinci seçeneğe yönelmiştir. Ancak üçüncü bir ihtimal var; YENİ BİR SİSTEM KURMAK.
Ben bunu tüm konferanslarımda dillendiriyorum. Hatta Branding Türkiye’yi kurma misyonumu anlatırken de aynı şeyi ifade ediyorum. Yani biz Branding Türkiye ile aslında yeni bir sistem kurduk.
∴
Türkiye’de ve dünyada, sektörü ve işleyişi değiştiren aksiyonlarıyla “yeni bir sistem kuran” isimler arasında Bill Gates, Steve Jobs, jack Ma, Mark Zuckerberg, Elon Musk, Nevzat Aydın gibi kişiler var. Bunlar aynı zamanda “yeni nesil girişimci” olarak da tabir edilebilirler.
Bu insanlar, 19. ve 20 yüzyılda kralların yerini almış olan o çok uluslu şirketlerin tahtını zorlamakla kalmamış, yaptıkları inovasyonlarla tüm gidişatı değiştirerek herkesin birer Bill Gates, Steve Jobs, Mark Zuckerberg, Elon Musk olmasını sağlamışlardır. Daha doğrusu bunun önünü açmışlardır.
Kısacası bugün bir önceki yüzyıla göre her şey baştan aşağı değişti. Mesela sermaye bakımından yeni bir odak noktamız var. Bugün toprak ve hatta para bile salt “sermaye” olma özelliğini yitirdi. Yatırımcıların, devletin, üniversitelerin ve hatta ebeveynlerin önemsediği ve sermaye olarak gördüğü yegâne şey artık “fikir” ve “yetenek”tir. Kısacası günümüzde “bilgi” en değerli sermayedir.
Yeri gelmişken “Girişimci”nin kim olduğuna dair bir makalemde yaptığım tanımı burada yinelemek istiyorum: “Girişimci; sahip olduğu sermayeyi (para, yetenek, fikir, network, lojistik, mülk) uygun biçimde kullanan ve sermayeden en uzun süre faydalanan, yeniliğe ve gelişime açık kişidir.”
Bu durumda bir girişim yapmak, yeni bir adım atmak için ilk sahip olmanız gereken şey para değil “bilgi”dir.
Yeni Nesil Girişimcilik Destekleniyor
Ben ekonomist değilim. İktisadi çözümler ve stratejiler üretecek kadar “ekonomi” alt yapım da yok. Yani profesyonel anlamda iktisatla ilgilenmiyorum. Ancak 2001 sonrası piyasaya adeta taze kan olan yeni nesil yatırım kollarını ve yeni nesil ekonomik düzeni gözden kaçırmamak için ekonomist olmaya veya iktisatla profesyonel anlamda ilgilenmeye lüzum yok.
Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum sürecinde birtakım AB fonlarından yararlandığını biliyoruz. Örneğin devlet, yılın 37 günü tarlada çalışıp sonra yapacak iş bulamayan kırsaldaki vatandaşına profesyonel çiftçi olma yolunu açtı. “Kırsal Kalkınma”yı desteklemek amaçlı geliştirilen bu sisteme kısaca IPARD denilmektedir.
IPARD, Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası, Kırsal Kalkınma Politikası ve ilgili politikalarının uygulanması ve yönetimi için uyum hazırlıklarını ve bu kapsamda politika geliştirilmesini desteklemektedir.
Devlet bu desteklerle profesyonel yani teknolojik çiftçiliğin yanı sıra sanayileşmeyi de teşvik etti. KOSGEB ve kalkınma ajansları tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda ise projesi olan girişimcilere çeşitli fonlar sunulması kararlaştırıldı. Bu maksatla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından girişimcilere destek fonları sunuldu. Bu arada zannedildiği gibi bu teşvikler yalnızca marjinal girişimlere verilmiyor. Geleneksel girişimler de, devletin sunduğu bu imkânlardan yararlanabiliyorlar.
Herkes Girişimci Olabilir Mi?
Bu çok soruluyor. Fakat ne yazık ki yanlış soruluyor. Herkes girişimci olabilir mi demek yerine her girişimci başarılı olabilir mi? denilirse soru daha mantıklı olur. Fakat matematiksel olarak bunun da ispatlanabilirliği yoktur. Daha doğrusu bu soruya verilecek tek bir cevap yok. Her şeye rağmen bir ihtimal vermek gerekirse herkes %50 ihtimalle başarılı bir girişimci olabilir. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var. Zira diğer %50’lik kısım, yani işlerin kötü gitme olasılığı da pek azımsanacak bir oran gibi görünmüyor. Lakin şartlar ne olursa olsun girişimci moralini hep yüksek tutmalıdır.
Bir girişimci olarak bunun ne kadar zor olduğunun yani hayata dair gerçeklerin farkındayım. Evet, kuru cesaretin ve laf olsun diye morali yüksek tutmanın hiç kimseye faydası yok. Öte yandan dibi görünmeyen suya balıklama atlamak ne kadar iyi yüzücü olursanız olun tehlikelidir. Ama 2007’den sonra uluslararası yatırımcıların gözde pazarı olduğumuz gerçeğini göz önünde tutarsak ve sıradan vatandaşı girişimci yapmak için devletin bu denli istekli olmasını hesaba katarsak bence girişimcilikle ilgili şansınızı deneyebilirsiniz. Çünkü 2001’den sonra, bugüne dek (2017 – 2018) Türkiye’yi sözde teğet geçen ekonomik krizler dâhil olmak üzere dünya defalarca mali buhrana düştü. Bunun çok yaralayıcı olmadan hemencecik aşılmasında, insanların sahip oldukları fikri hayata geçirmesi yani girişimcilik kültürü etkili oldu.
Dünya Küçük Bir Köy
Dünya sanıldığı gibi büyük değil. Örneğin Çin pazarının dünyada ulaşmadığı bir yer kaldı mı? Veya mesela iş insanlarının, sanatçıların, futbol yıldızlarının global satın almalar yapmasına da alıştık. Yahut misal bir Rus iş adamının Avrupa’dan futbol takımı satın almasını nasıl açıklarsınız? Peki ya Hollywood yıldızlarının Dubai’de yatırım yapması ya da teknolojik girişimlere destek olması ne anlama geliyor? Veya bir Türk şirketinin dünya bisküvi pazarında ilk üçe girmesi nedir?
Bunların hepsi için ekonomi odaklı süslü tanımlar yapmak mümkün ancak yeni nesil ekonominin temelini Twitter’dan hisse alan sıradan insanlar oluşturuyor. Buna ek olarak Snapchat gibi girişimler, yeni nesil ekonomiye yön veriyor.
Görüyorsunuz ya yatırım kanalları, yatırım şekilleri, yatırım yapılacak ürünler ve yatırımcı tipleri kısacası ekonomiye dair olgular baştan aşağı her geçen gün değişiyor. Bu düzendeki en ufak aksaklık, anlık global krizler doğurduğu gibi bu düzeni muhafaza etmek ise krizlerin daha az zararla atlatılmasını sağlıyor.
O halde yeni nesil ekonominin farkında olalım ve yeni nesil girişimciliği daha fazla özendirelim.
Kaynakça
- Instrument For Pre-Accession Assistance: IPA / IPA Rural Development: IPARD
- Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu www.tkdk.gov.tr
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.