Türkiye dizi – film ihracatında Amerika’dan sonra 2. sırada yer aldı. Özellikle son yıllarda ciddi bir artış gösteren dizi ihracatıyla Amerika’dan sonra gelen Türkiye, kelimenin tam anlamıyla Hollywood’a rakip oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy‘un, AA’ya yaptığı açıklamalar, Türkiye’deki dizi – film sektörünün kat ettiği yolu anlamamız açısından büyük önem taşıyor.
Ben de bu yazıda Bakan Ersoy’un dizi – film ihracatına yönelik açıklamalarına yer verirken bir yandan da dizi – film ihracatının yalnızca bir dizi – film ihracatı olmadığını, içerisinde birçok dinamiği barındırdığını da anlatmak istiyorum. Bu sayede konuya dair farkındalık sağlayacağımı düşünüyorum.
Dizi – Film İhracatının Önemi
Türk yapımları (dizi-film), dünya seyircisiyle buluşarak hedef kitlesini yani izleyici sayısını yüz milyonlara çıkarırken bu durum ülke ekonomisine de olumlu yansıyor. Sanırım dizi – film ihracatının elle tutulur en önemli tarafı budur. Ancak dizi – film ihracatı yalnızca “ekonomik göstergeleri olumlu seviyelere çıkarması açısından önemlidir” dersek, meselenin mahiyetini hafifletmiş oluruz. Zira Türk dizilerinin ve Türk filmlerinin dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlara ulaşıyor olması; Türk kültürünün, Türk sanatının, Türk müziğinin ve tabi ki Türk markalarının da dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlara ulaşıyor olması anlamına geliyor. O nedenle de dizi – film ihracatını yorumlarken meseleye bu açıdan bakmak daha doğru olacaktır.
Türkiye Dizi – Film İhracatında 2. Sırada
Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde kabul edildiğini belirten Bakan Ersoy, Sinema Yasası‘nın en önemli maddesinin, Türkiye’nin tanıtımına yarar sağlayan yapımların desteklenmesini içeren madde olduğunu vurguladı.
Bakan Ersoy’un ifade ettiği yasadaki maddeye göre; Türkiye’nin tanıtımına fayda sağlayan yabancı filmler ve yerli yapım dizileri de kapsayan, yurt dışında gösterilmiş ve reyting alan dizilerin Türkiye’de yapmış oldukları harcamaların %30’una kadar olan kısmı, devlet karşılıyor.
Peki Neden?
Az önce ifade ettiğim gibi, dizi – film ihracatı tek başına değerlendirilebilecek basit bir aksiyon değildir. Çünkü bir dizi ya da filmde; kültür, sanat, müzik, yemek, turizm, mimari, moda, şehir, bölge, yerli markalar vb. gibi birçok soyut ve somut değer bulunur. Dolayısıyla da dizi – film ihracatıyla deyim yerindeyse bir taşla birkaç kuş birden vurulur.
Bakan Ersoy da dizi – film ihracatının turizme katkı sağladığını belirterek sektöre yönelik ilgi çekici değerlendirmelerde bulunmuştur.
İşte Bakan Ersoy’un konuya ilişkin yaptığı açıklama;
“Türkiye, ihraç ettiği dizi filmlerde çok büyük rakamlara ulaşmış durumda. 350 Milyon Dolar gibi bir bütçeye sahip ve dizi film ihracatı Amerika’dan sonra ikinci sırada. Biz bunun amacına uygun şekilde artmasını ve Türkiye’nin gösterildiği yerlerde doğru tanıtılmasını istiyoruz.”
Filming Turkey Kuruldu
Ülke tanıtımı ve ülke markalaşması gibi kavramların gelişimi ve sürdürülebilirliği için de büyük önem taşıyan dizi / film ihracatı, yakın gelecekte daha geniş bir coğrafyaya hitap ederek büyüyecektir. Zaten Kültür ve Turizm Bakanlığı amaca uygun gerçekleştirilen projeleri destekleyerek bu iş modelinin devam etmesini sağlamak konusunda oldukça kararlı.
Bu desteğin hem Türkiye’deki seyirci sayısında hem sektörün film yapma oranında ve hem de yurt dışından çekim için ülkeye gelen film yapımcısı sayısında hatırı sayılır bir artışa zemin hazırlayacağını belirten Bakan Ersoy, bunun için “Filming Turkey” adlı bir platformu hayata geçirdiklerini söyledi.
Kısacası sektörün yerelde ve globalde gelişmesi ve niteliğinin artması için devlet tarafından gerekli destek sağlanıyor. Umarız ki bundan sonraki süreçte Türkiye dizi – film ihracatında en kısa sürede ilk sıraya yerleşir.
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.