İş – aile çatışmasının, çalışanlar üzerinde çeşitli gerilim durumları yarattığı ve ortaya çıkan bu durumun çalışan üzerinde olumsuz etkilerinin bulunduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bu makalede ise turizm sektöründe iş – aile çatışması üzerine bir değerlendirmede bulunacağız.

Gerçekten de çalışanlar; hem iş yerinde hem de aile içindeki görevlerinde başarılı olabilmek için ve her iki alandaki işlerine yetişebilmek için büyük bir zaman baskısı yaşamaktadırlar. Bununla beraber çalışanlar; çoğunlukla bazı statü ve yükselme fırsatlarını kaçırmakta veya geciktirmektedirler. Bazen de çalışanlar, tüm bu çelişkilerin yarattığı gerilimi yaşarken, beraberinde sağlıklarını da yitirmektedirler. Diğer yandan; yapılan bazı araştırmalara göre, çalışanlar kariyerlerinin; rol çatışmasından ciddi olarak etkilendiğini göstermektedir (Acar 1990, 86).

Rol çatışması, çalışanların hayatında, kariyerleri ilerledikçe daha da önemli hale gelmektedir. Bu durum; pek çok çalışan için kariyer rollerini yeniden tanımlamaya da neden olmaktadır.

Örneğin, yapılan bir araştırmada kimi çalışanların, başlangıçta çok yüksek kariyer güdüleri olmasına ve aile içinde kendilerine destek bulmalarına karşın, zamanla aile rollerinin artan taleplerinden doğan baskıların mesleklerinde uyguladıkları standartların düşmesine yol açtığı görülmüştür.

Aile sorumluluğundaki rollerinin yükü sonucu kimi çalışanlar, bazı durumlarda “aile üyeliği mi, kariyer mi, yoksa gelir elde edebilmek için iş mi daha önce gelecektir” sorusuna cevap arayabilmek için önemli kararlar almak zorunda kalmıştır. Bu, oldukça güç bir seçimi çalışanların karşısına çıkarmaktadır. Hangi rolün daha önce geleceği konusu, çalışanın bazı ambivalans duygular yaşamasına da yol açacaktır (Aytaç 1997, 224).

Öte yandan kariyerle; aile sorumluluğu, çocuk bakımı vs. arasında karar verme konusunda zıt duygular yaşayan kimi çalışanlar, zaman içerisinde kimi ailevi görevlerini yerine getirmedikleri konusunda suçluluk duygusuna kapılacaktır. Diğer bir ifadeyle aile ile iş hayatı arasındaki seçim güçlüğü ve bireyin bu anlamdaki kararsızlığı, kişiyi karamsarlığa sürükleyebilecektir. Bu durum bireyin kariyer planlaması ve geliştirmesinde ilgilendiği iş aktivitesindeki rollerinin, bir aile üyesi olarak anlamsızlaşabileceğini de göstermektedir.

Turizm Sektöründe İş – Aile Çatışması

Emek – yoğun bir sektör yapısına sahip olan turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerde işgücünün önemi diğer sektörlere göre daha fazladır (Sarıçay, 2008: 28).

Hizmet kalitesinin yükseltilmesi, verimliliğin artırılması, işgörenlerin mesleki gelişimlerinin sağlanması, işgören sorunlarına çözüm bulunması, örgütün ihtiyacı olan nitelikte ve sayıda işgücüne sahip olunması işletmelerin hedeflerine ulaşabilmesinde büyük önem taşımaktadır. Öte yandan makineleşme oranının yüksek olduğu işletmelere göre, turizm işletmelerinin, üretimde yanlış yapma olasılığı daha yüksektir. Çünkü bu işletmelerdeki üretim büyük ölçüde insan emeğine dayanmaktadır. Ve bu durum; müşteriye standart hizmet sunulması güçleşmektedir.

Bunun nedeni ise, iş görenin iş doyumu, hizmeti verdiği sırada taşıdığı duygu ve düşünceleri vs. gibi unsurlardır. Dolayısıyla turizm işletmelerinde iş görenin iş doyumu ile müşterilerin memnuniyeti, hizmetin kalitesi ve işletmenin başarısı arasında doğru orantılı bir ilişki bulunmaktadır.

Bu doğrultuda turizm sektöründe çalışanların iş tatmini oldukça önemli bir olgudur. Fakat sektörün mevsimlik özelliği, uzun çalışma saatleri ve stresli çalışma ortamı gibi nedenler kişinin gergin olmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu durum çalışanın aile hayatını ve iş doyumunu olumsuz yönde etkilemektedir.

İş – Aile Çatışması Nedir?

İş – aile çatışması; çalışanlar üzerinde olumsuz sonuçlara sebep olan, çalışanların aile yaşam sahasında işleri ile ilgili sebeplerden dolayı yaşadıkları durumlardır.

Söz konusu olumsuz durumlar neticesinde ortaya çıkan iş – aile çatışması, çalışanların işlerine yoğunlaşmasını ve verimli çalışmalarını etkileyecek bir unsurdur. Bu ise söz konusu çatışma türünü yalnızca çalışan bireylerin değil, çalışanlardan kaynaklanan üretim verimliliğinin düşmesi gibi sebeplerden ötürü örgütlerin de çözüm bulması gereken bir sorun haline gelmiştir. Kısacası bu konu sadece örgüt araştırmacılarının değil, özel sektör işletmelerinin yöneticilerini de yakından ilgilendirmektedir.

Günümüzde çağdaş yönetim anlayışının benimsendiği çoğu işletme iş – aile çatışması ve düzelerinin çalışanlar ve örgütler açısından olumsuz etkilerini ortandan kaldırmaya yönelik programlar uyguluyorsa da nedenlerinin ve sonuçlarının ortaya konulamadığı pek çok sektör ve örgütte çalışanlar iş – aile yaşam çatışması ile olumsuz sonuçlarını hala yaşamaktadır.

Özetle; çalışanların iş – aile çatışması ve düzelerini yönetebilme amacı güden programlar geliştirmeleri gerekliliği, göz ardı edilmemelidir. İşletme yöneticilerinin, özelliklede insan kaynakları uzmanlarının, çalışanların iş – aile yaşam çatışması düzeylerini yönetebilmeleri, çatışmanın olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilmeleri ve konunun açıklığa kavuşturulması için büyük önem taşımaktadır.


💡 Annelere Pazarlamayla Nasıl Ulaşabiliriz?

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.