Sürdürülebilirlik kavramı günümüzde pazarlama ve marka yönetimi faaliyetlerinde büyük öneme sahiptir. Bu yazıda ise turizm işletmelerinde yeşil pazarlama uygulamalarına değineceğiz…
Çevre sorunlarıyla örgütsel mücadele 1970’li yıllardan sonra hız kazanmıştır. Diğer bir ifadeyle 1970’li yıllar itibariyle, çevresel bilinç faaliyetleri de başlamıştır. Günümüzde sürdürülebilirlik kavramıyla ifade edilen bu durum; gerek marka yönetimi gerekse pazarlama aksiyonlarında büyük bir öneme sahiptir.
Turizm İşletmelerinde Yeşil Pazarlama
1970’lerde çevre kirlenmesine yol açan ve sürdürülebilir olmayan faaliyetlerin, sadece mikro açıdan üretim-tüketim faaliyetlerini değil makro açıdan büyüme-kalkınma faaliyetlerini de kapsadığı fark edilmiştir.
Bu düşünceyle ekonomi bilimi üretimde, tüketimde, büyümede ve kalkınma ilişkilerinde, çevresel kirlenmenin kendi kendini elimine edeceğini kabul etmiştir. Ancak 1970’li yılların ortalarına doğru ikame edilemez yapıdaki doğal kaynakların sınırlı olması, “eko-gelişme” kavramını ortaya çıkarmıştır. (Altunbaş, 2003:110).
Eko-Gelişme Kavramı
Bu kavram, ekolojik açıdan sağlıklı kalkınma stratejisi anlamını taşımaktadır. Diğer bir ifadeyle eko-gelişme; yerel ve bölgesel kalkınmanın çevrenin potansiyeliyle uyum içinde olması gerektiğini savunur. Öte yandan bu kavram; doğal kaynakların uygun ve ölçülü kullanılmasına itina gösterilmesi ve teknolojik yenilik yaparken, doğal ekosistemlerin ve sosyokültürel yapının dağılmamasına dikkat edilmesi gerektiğini söyler.
∴
Şu bir gerçek ki günümüzde sanayileşmenin ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte tüketim alışkanlıklarında çeşitlilik artmıştır. İhtiyaç çeşitliliğinin artması sonucunda ise dünyada doğal kaynakların bilinçsizce kullanımı sorunu ortaya çıkmıştır. Bu da doğayı yaşanılamaz ve geri dönülmez ölçüde kirleterek canlı yaşamını tehdit eder hale getirmiştir.
Rekabet Avantajı Açısından Yeşil Pazarlama
Meseleye turizm işletmeleri odağında baktığımızda; turizm işletmelerinin yeşil pazarlama faaliyetlerini uygulayarak itibarlarını arttırabileceklerini söyleyebiliriz. Bununla beraber yeşil pazarlama, işletmeye olan memnuniyet düzeyini arttıracağından turizm işletmesi yeşil pazarlama algısı sayesinde rekabet avantajı da elde edecektir. Zira “Yeşil” bilinci ve/veya bilgisi olan insanlar, çevreye duyarlı olmayan veya doğaya zarar veren tesisleri çekiciliği olmayan itici güç olarak görmektedirler. Özetle tüketici artık; çevre kirliliği ve küresel ısınma gibi çevresel sorunlara duyarlı. Bundan dolayı da tüketiciler satın alma yaparken ürünün fiyat ve kalite özelliklerinin yanında çevre dostu olup olmadığını da değerlendiriyorlar.
Sürdürülebilir Turizm
Turizm ve çevre, iç içe olarak varlığını sürdürmektedir. Ancak kaynakların aşırı kullanımı ve kıt kaynaklar için rekabet etme durumu turizmin sürdürülebilirliği konusunda tehdit oluşturmaktadır. Bu noktada turizm işletmeleri finansal destek alarak çevreye duyarlı binalar inşa etmeli ve bu konuda gerekli teknik bilgiyi edinmelidirler. Zira turizm sadece ekonomik kazanç elde etmek değildir. Yani turizm işletmeleri sürüdürlebilir çevre bilinci ile faaliyet göstermek zorundadırlar. Bu bilinç olmadığı sürece kısa vadede kazanç olarak görülen etki, ileride daha büyük sorunlara yol açabilir.
Bu konuda yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının, halkın, yatırımcıların, otel yöneticilerinin ve çalışanların ortak çalımalar yapmaları yararlı olacaktır.
Yeşil Otelcilik Sertifikası
Yeşil pazarlama odağında; turistlerin çevre konusunda bilinçlendirilmeleri sağlanmalı ve turistler yeşil otelcilik sertifikası olan otellere yönlendirilmelidirler.
Bu arada artık şirketlerin çevreye olan bilinçleri sektör fark etmeksizin artmakta. Yani sadece turizm işletmeleri değil; Toyota, Siemens, Johnson& Johnson, Honda, Dell, Cisco, Panasonic, Hyundai, BMW, Apple, Nike, Sony, IBM, Ford, Starbucks, Coca-Cola, Vodafone gibi üretici firmalar da çevre gelişmesine yönelik reklam ve pazarlama çalışmaları yapmaktadırlar.
Yeşil Pazarlamada İzmir Örneği
İzmir’de gerçekleştirmiş olduğum anket ile tarafların yeşil oteller ile ilgili beklenti ve algıları ölçülmüştür. İşletmeler açısından dikkate alındığında; tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini karşılamak için işletmelerin yeşil ürüne odaklanmaları gerektiği ortaya çıkmıştır.
Bu arada yapılan araştırmada tüketicilerin ağızdan ağıza pazarlama aktivitelerine önem verdiği anlaşılmıştır. Buna göre; yeşil otellerle ilgili olumlu deneyim yaşayan bir müşteri bu deneyimini hızlı bir şekilde çevresi ile paylaşmaktadır. Dolayısıyla işletmeler ağızdan ağıza pazarlama aktiviteleri üzerine daha çok araştırma yaparak, yeni yöntem ve stratejiler oluşturmalıdır.
∴
Tüm bu sonuçlar doğrultusunda yeşil pazarlama faaliyetleri tüketici satın alma davranışlarında etkilidir diyebiliriz. Ancak yapılan araştırmanın İzmir iliyle sınırlı kalmaması gerekir. Aynı çalışmanın diğer illerde de yapılması; tüketicilerin yeşil pazarlama faaliyetleri açısından beklentilerini anlamak ve işletmeler açısından nasıl bir rekabet avantajı oluşturacağını görmek için önem arz etmektedir.
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.