İşveren Açısından İş Hukuku temalı yazı dizisinin birinci bölümünü temsil eden bu makalede “Rekabet Yasağının Şartları” hakkında detaylar aktarılmaktadır.
İşçi–işveren uyuşmazlıkları ülkemizde en çok karşılaşılan hukuki uyuşmazlık alanlarından biridir. Bu uyuşmazlıkların temelinde işveren bakımından iş hukuku mevzuatına tam ve gerekli uyumun sağlanamamış olması yatar. İşçiler bakımından ise, hak ve borçlarla ilgili yeterli seviyede bilgi sahibi olunmaması, işten çıkarılma kaygısı veya geçim sıkıntısı endişeleriyle hakların göz ardı edilmesi nedenleriyle uyuşmazlıkların ortaya çıktığını belirtmek gerekir.
İşyerinde uyuşmazlık öncesi gerekli mevzuat uyum sürecinin yürütülmemesi, işverenler bakımından ekstra mali yüke neden olmaktadır. İşçiler açısından ise bu durum ücret, tazminat, prim gibi alacakların tahsilinde gecikme veya hak kaybına sebep olabilir. Bu kapsamda, iş hukuku uyuşmazlıklarında hak kayıplarını önlemek veya asgari düzeye indirebilmek adına işverenlerin veya insan kaynakları birimlerinin iş hukuku uyum süreçleri ile ilgili olarak bilinçlenmesi en temel basamak olarak karşımıza çıkar.
İş Hukuku uyum süreçlerinin, KOBİ’lerden holdinglere, esnaf işletmelerinden adi ortaklıklara kadar tüm işverenler bakımından yüksek önem arz etmesi sebebiyle bu yazı dizisini kaleme almak istedik.
Yazı dizisinin ilk bölümü gerek iş sözleşmelerine derç edilen gerekse iş sözleşmesinden ayrı düzenlenerek imzalanan “rekabet yasağı sözleşmesi”nin şartlarını konu almaktadır.
Rekabet Yasağının Şartları
Genel Açıklamalar
İşçinin, çalışma süresi boyunca elde ettiği bilgi, mesleki deneyim, network ve benzeri birikimleri, iş ilişkisi sona erdikten sonra kendi işletmesinde veya rakip bir işletmede işverenin çıkarları aleyhine sonuç doğurabilecek şekilde kullanması söz konusu olabilmektedir. Bu riski bertaraf etmek adına ve işveren taraf iş sözleşmesi yapılırken veya sözleşmenin sona ermesinden önce, aralarında bir rekabet yasağı sözleşmesi yapabilirler. Bu sözleşme işçinin herhangi bir nedenle işten ayrılmasından sonra işçiyi rekabet etmemekle yükümlü kılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nda Öngörülen Şartlar
Rekabet yasağının şartları, sınırlandırılması, rekabet yasağına aykırı davranışların sonuçları ve rekabet yasağının sona ermesi gibi hükümler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun m. 444 ve devamında düzenlenmiştir. Söz konusu kanun hükümleri ve yüksek mahkeme içtihatları rekabet yasağı sözleşmelerinde işverenlere yol göstermektedir.
Rekabet yasağı sözleşmeleri uygulamada, satış elemanı olarak çalışan işçinin işyerinden ayrıldıktan sonra aynı alanda faaliyet gösteren başka bir işyerinde tanıtım ve pazarlama elemanı olarak çalışmasının engellenmesi şeklinde ortaya çıkabileceği gibi, bilgisayar elemanı olarak çalışan işçinin işyerinden ayrıldıktan sonra işverenin faaliyet gösterdiği yer ve çalışma konusundaki bir işte ya da işverenin müşteri portföyünde yer alan bir şirkette çalışmasının engellenmesi şeklinde ortaya çıkabilir.
Bunun yanı sıra, işverenin iştigal ettiği alanda üretimle ilgili yeni geliştirilen teknik iş sırlarını edinebilecek birimde çalışan işçinin bu bilgileri kullanması veya bu bilgilerle ticari faaliyette bulunması ve benzeri birçok eylemin engellenmesi de rekabet yasağı sözleşmesine konu olabilir. Bu örnekler pek tabii, işverenin faaliyet gösterdiği sektör, işçinin ifa ettiği iş ve vakıf olduğu bilgiler, bu bilgilerin işverenle rekabet yasağını etkileyecek şekilde kullanılıp kullanılamayacağı gibi hususlar somut olaya özgü bir şekilde incelenebilecektir.
Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerliliği İçin Koşullar
Rekabet yasağı sözleşmesi veya iş sözleşmesine derç edilen rekabet yasağı hükümlerinin şartları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444/2. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre rekabet yasağı sözleşmesinin/hükümlerinin geçerliliği birtakım koşullara bağlanmıştır.
Bu koşullardan birincisi, hizmet ilişkisinin işçiye bilgi edinme imkanı sağlamasıdır. Bir diğer ifadeyle, işçinin bilgi edinebilecek bir işte çalışması gerekir. Bilgi edinme kavramı ise, (i) müşteri çevresi, (ii) işverenin faaliyet gösterdiği alan ile ilgili üretim sırları ya da (iii) işverenin yaptığı işlerle sınırlandırılmıştır.
Müşteri çevresi, işveren nezdinde adı ve soyadı/unvanı, adres, telefon, faks numarası gibi bilgilerin bulunduğu, işveren ile sürekli bir ilişki kurarak mal veya hizmet tedarik eden kişileri ifade etmektedir.
Üretim sırları, işverenin işletmesiyle ilgili olarak sınırlı bir çevre tarafından bilinen ve belli görevlere veya kıdeme sahip kişiler haricinde öğrenilemeyen, işveren tarafından haklı bir menfaat doğrultusunda saklı tutulmak istenen hususları kapsamaktadır. Üretim sırlarına ilişkin olarak işletmenin işleyişi, pazar planları, tüketici alanları, imalat ve hammadde bilgileri gibi örnekler sıralanabilir.
Kanunun öngördüğü ikinci koşul ise, işçinin hizmet ilişkisi kapsamında edinebileceği bu bilgileri kullanmasının, işveren nezdinde önemli bir zarara sebebiyet verecek nitelikte olmasıdır.
Belirtmek gerekir ki, taraflarca kararlaştırılan rekabet yasağının sürdürülebilmesi için de gerçek bir yararının bulunması şartına bağlanmıştır. Keza işverenin rekabet yasağının sürdürülmesinde gerçek bir yararı bulunmuyor ise işçinin rekabet yasağı ile bağlı olmasının da bir anlamı bulunmamaktadır.
Bunun yanı sıra, rekabet yasağının işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek şekilde yer, zaman veya iş türü bakımından uygun düşmeyen sınırlama içeremez. Aksi takdirde, rekabet yasağı hükümleri geçersizlikle karşı karşıya kalacaktır.
Rekabet yasağı hükümleri/sözleşmeleri özel durum ve koşullar dışında kural olarak iki yılı aşamayacaktır. Diğer bir deyişle rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğinin sarsılmaması/tehlikeye atılmaması adına -istisnaları söz konusu olmakla birlikte- iki yıl ile sınırlandırılmıştır.
Son olarak; rekabet yasağının hüküm doğurabilmesi için, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir nedenle feshedilmesi veya işçi tarafından istifa gibi işverene yüklenemeyen bir nedenle sona erdirilmesi gerekir.
Sonuç
Rekabet yasağı sözleşmeleri veya iş sözleşmelerine derç edilen rekabet yasağı hükümleri işçi ile işveren arasındaki hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra, işçinin iş sözleşmesi devam ederken müşteri çevresi, üretim sırları, işverenin faaliyet alanı ile ilgili olarak edinmiş olduğu bilgilerin işverenin hak ve menfaatlerine aykırı olarak kullanımının önüne geçmek amacıyla düzenlenmektedir.
Rekabet yasağı ile işçinin ekonomik geleceği de göz önünde bulundurularak işverenin işçinin edinimlerini kullanması neticesinde zarara uğramasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Belirtilen çerçevede, işçileri belirli bilgilere ve sırlara vakıf olabilen işverenlerin, olumsuz neticeleri öngörerek önleyebilmek adına rekabet yasağı uygulamasında muhakkak bir uzmandan destek almalarını öneririz.
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.