“Linkedin’deki dolandırıcılık” başlığını görünce Linkedin kullanan profesyonellerin kısa süreliğine ufak bir endişe yaşadığına eminim.
Evet, öncelikle böylesi bir manşetle başladığım için kusura bakmayın. Fakat eğer dikkate değer bir giriş yazmasaydım birazdan bahsedeceğim fazlasıyla önemli konuya dikkat çekmem pek mümkün olmazdı.
∴
Linkedin’i aktif olarak kullanan biriyim. Peşinen belirteyim, ben Linkedin’i iyi kullanmanın maddi ve manevi çok faydasını gördüm. Bu yüzden de herkesi Linkedin’i “iyi” kullanmaya teşvik ediyorum.
Hazır yeri gelmişken yine belirteyim; “Linkedin’i iyi kullanın!”
∴
Evet, benim için Linkedin’in ayrı bir yeri daha doğrusu önemi var. Linkedin sayesinde yeteneklerimi, kariyerimi, hedeflerimi, ilgili kişilerle buluşturabiliyorum. Dikkat ettiyseniz buluşturma dedim. Evet, ben birçoklarının aksine Linkedin’i klasik bir CV sergileme mecrası olarak değil yetenek, kariyer ve hedef paylaşım mecrası olarak görüyorum. Zaten Linkedin’deki kitle de tıpkı diğer sosyal ağlardaki kullanıcılar gibi temelde “paylaşım” ve “etkileşim” için orada.
Linkedin’i Kaybediyor Muyuz?
Linkedin hem barındırdığı kitle hem de bu kitle tarafından paylaşılan içerik açısından gerçekten de özel bir mecra. Fakat her mecrada daha doğrusu her ortamda olduğu gibi Linkedin’de de mecrayı, ortamı bozan biri ya da birileri olabiliyor. Hemen aklınıza kedi, bebek, kuş fotoğrafları paylaşarak “günaydın” yazan veya her siyasi olayla ilgili birilerini iğneleyen tipler yahut Linkedin’i Instagram zannedenler gelmesin.
Zira ben onları pek önemsemiyorum. Zaten mecranın misyonuna uygun davranmayan kişilerden rahatsızlık duyduğumda bireysel tepki anlamında yapacağım en etkili eylemi gerçekleştiriyorum; o kişileri bağlantılarımdan çıkarıyorum. Hatta çoğu zaman bunları direkt olarak engelliyorum. Bunu size de tavsiye ederim. Birinin mecrayı bozduğuna inanıyorsanız o kişiyi bağlantılarınız arasından çıkarabilirsiniz. Böylece Linkedin‘i kaybediyor muyuz? telaşından da kurtulmuş olursunuz.
∴
Burada beylik laflar etmemi bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü size asla “Linkedin’de kedi fotoğrafı paylaşmayın” demeyeceğim. Hatta size “Linkedin’de siyasi demeçler vermeyin” de demeyeceğim. Çünkü zaten hemen her gün birileri Linkedin’de neler yapılmaması gerektiğine dair uyarı niteliğinde paylaşımlar yapıyor.
Bir de ben bu topa girersem bence lafı uzatmış olurum ve buna kesinlikle gerek yok. O yüzden bu kısmı izninizle es geçiyorum. Birazdan bahsedeceklerimse umarım bir farkındalık oluşturur.
Linkedin’deki Dolandırıcılık
Barındırdığı kitlenin büyük çoğunluğu profesyonel iş insanı olunca Linkedin sadece iyiye kullanılmıyor aynı zamanda kötüye de kullanılıyor. Peki nedir bu kötüye kullanımlar? diyecek olursanız bu yazıda sadece bir tanesinden bahsedeceğim.
Yardıma Muhtaç Aileler
Konuya pat diye gireceğim. Çünkü bu durum ciddi anlamda canımı sıkıyor. Lütfen bir yere bağış yapmadan önce paranızın nereye gittiğini bilin!
∴
Linkedin’de son aylarda gördüğüm bir şey var; birileri “yardıma muhtaç aileler”den bahsediyor ve insanlardan para talep ediyorlar. Lütfen iyi niyet suistimalcilerine fırsat vermeyin. Evet, gerçekten ortada maddi desteğe muhtaç bir aile veya ne bileyim yardıma ihtiyacı olan bir öğrenci olabilir. Ben böyle şeyler olmaz demiyorum. Olabilir. Ve kesinlikle bu kişilere yardım etmeliyiz. Fakat resmiyeti olmayan aracılarla yardıma ihtiyacı olanlara para vs. yollamaktansa resmî kanallar aracılığıyla bunu gerçekleştirin.
∴
“Muhtaç aileye yardım” konseptli paylaşımlar yapılınca hiç anlamadığım bir şekilde aşırı duygusal davranıyoruz. Sorgulamıyoruz. Olayın önünü arkasını araştırmıyoruz. Söz konusu olaya, yardıma ihtiyacı olan kişi ya da aileye dair bilgi isteyenleri de hemen suçluyoruz.
Sözüm ona “yardıma muhtaç olan aile”yi “Linkedin”de öyle bir lanse ediyorlar ki tüm o ağır olumsuzlukları yaşayan ailenin polis ya da ilgili belediye tarafından fark edilmemiş olmasına cidden şaşırıyorum. Yani o durumda bir ailenin komşular, mahalleli, belediye, kaymakamlık, zabıta veya polis tarafından fark edilmemesi için bir yerlerde saklanıyor olması lazım.
Farkındalık Tamam Ama Resmiyet Şart!
Lütfen biraz mantıklı olalım ve yardıma muhtaç kişilere kim olduğu belirsiz kişiler aracılığıyla değil, resmî kanallardan bağış yapalım. Böylelikle Linkedin’deki dolandırıcılık tuzağına da düşmemiş oluruz!
Evet, biliyorum; sosyal ağlar farkındalık oluşturmak için var. Ama farkındalığın da bir yöntemi vardır. Özetle; eğer ortada gerçekten yardıma muhtaç bir kişi ya da aile varsa bunu sosyal medya aracılığıyla duyurmak hepimizin vazifesi. Buna lafım yok. Lakin sizden hayali kişi ya da aileler için para talep edilip edilmediğini mutlaka araştırın.
∴
Bu arada bütünleşik pazarlama mecrası Branding Türkiye’yi Linkedin’de takip ederek topluluğumuzun bir parçası olabilirsiniz.
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.