Sosyal Ağlar temalı yazı dizisinin bu haftaki bölümünde Linkedin var. Bu makalede “Linkedin Tarihi” başta olmak üzere “Linkedin Nedir?”, “Linkedin Niye Önemlidir?”, “Linkedin Nasıl Kullanılır?”, “Linkedin’in Özellikleri Nelerdir?” ve “Linkedin İstatistikleri” gibi konulara değineceğiz. 

Branding Türkiye’nin ilgiyle takip edilen yazı dizilerinden biri olan “Sosyal Ağlar” devam ediyor. Bilindiği üzere her bölümde bir sosyal ağı değerlendiriyoruz. Bu bölümde ise Linkedin’e dair detayları aktaracağız.

Tüm dünyada oldukça büyük bir stres kaynağı olan işsizlik her geçen gün artmaktadır. Eskiye nazaran eğitimli ve üniversite mezunu olan insan sayısı bir hayli fazla. Ancak bu durum insanlarda iş bulamama veya kariyer yapamama korkusunu gidermiyor. Günümüzde dahi herkesin başlıca problemi ve korkusu işsizlik.

İnternetin Web 2.0 evresine gelmesiyle ortaya çıkan ve bugün herkesin hayatının tam merkezinde olan sosyal medya yalnızca eğlenme veya haber alma maksatlı kullanılmıyor. Sosyal ağlar kendi arasında kategorize edilmiş durumda. “Linkedin”  de kariyer odaklı bir sosyal ağ olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki, Linkedin nedir? Nasıl ve ne zaman ortaya çıktı? Linkedin, etkin bir şekilde nasıl kullanılır? Linkedin kullanmanın avantajları nelerdir? Eğer siz de bu ve benzeri soruların yanıtlarını merak ediyorsanız “A’dan Z’ye Linkedin” temalı bu makaleyi okumayı sürdürün. İşte başlıyoruz!

Dünden Bugüne Linkedin'in Tarihçesi

Linkedin Nedir?

İnternet dünyasının vazgeçilmezi olan sosyal ağlar, özellikle Y ve Z Kuşağı tarafından kesintisiz bir şekilde ve hayatın her alanında kullanılıyor. Bu jenerasyonlardaki kişiler genç olarak tabir edilen yaş aralığındalar. Dolayısıyla eğitim ve iş anlamında bir kariyer telaşı içerisindeler. Bu yüzden de kendilerini en etkili şekilde ifade etmeleri ve network edinmeleri gerekiyor. Peki ama nasıl? Burada devreye Linkedin giriyor.

Artık dijital ortamda CV hazırlamak kadar bu CV’yi kariyerinde zirve yapmış insanlara ulaştırmak da çok kolay. İşte, Linkedin, tam da böyle bir mecra. Kişilere CV oluşturma ve bunu sergileme imkanı verdiği gibi bu cv’yi binlerce kişiyle paylaşma imkanı da sunuyor. Özetlemek gerekirse Linkedin, sosyal ağ anlayışına yeni bir bakış açısı kazandırmıştır.

Tarihçesi

Linkedin Tarihçesi

Aralık 2002‘de ABD’de kurulan Linkedin’in web sayfası 5 Mayıs 2003‘te kullanıma açılmıştır. 2006 yılında 20 milyon kez görüntülenen Linkedin, Haziran 2013’te ise 200 farklı ülkeden 200 milyonun üzerinde kayıtlı kullanıcıya ulaşmıştır. Linkedin, aralarında Türkçe’nin de bulunduğu 20 dilde hizmet vermektedir.

En kısa tanımıyla Linkedin; 2003 yılında iş hayatındaki profesyoneller veya iş hayatına atılmaya hazırlanan kişiler için tasarlanmış bir sosyal ağdır. 2016 yılında Microsoft tarafından 26 milyar dolar bedel ile satın alınmış olan Linkedin, bugün de iş arayanlarla işverenleri buluşturan en etkin platformdur.

Linkedin’de “bağlantı kurma” kültürü hakimdir. Linkedin bunu yaparken yani insanların birbiriyle bağlantıya geçmesini sağlarken; sınıf farkı gözetmeksizin her kesimden, her yaştan, her sektörden kullanıcının birbirleriyle etkileşim kurmasına olanak veriyor. Yani bu sitede, öğrenciler ya da iyi bir kariyere sahip iş insanları ayrı ayrı değerlendirilmiyor. Öte yandan burada sadece iş insanları paylaşım yapsın, öğrenciler okusun diye bir mantalite yok.

Linkedin’i en cazip kılan özelliklerinden biri de bu olabilir. İş arayan ve belki hiç deneyimi olmayan bir kişi ile adını milyonlara duyurmuş bir uzman, işinin ehli bir akademisyen, bir şirket sahibi, bir departman yöneticisi, üst düzey bir yönetici, kamu yöneticisi, rektör, CEO bağlantı kurabiliyor. Ayrıca birbirlerinin aktivitelerini de görebiliyorlar.

Özetle; iş bulmak, iş vermek veya iş hayatındaki önemli gelişmeleri takip etmek için kullanılan Linkedin, dünyanın en geniş profesyonel iş ağıdır. Diğer sosyal ağlardan farklı olarak Linkedin’de üye profili, aslında kısa ve özet hâlinde bir CV’den ibarettir.

Profesyonel İş Ağı

Linkedin Nasıl Kullanılır?

Tüm sosyal ağlarda olduğu gibi Linkedin’de de bir e-posta adresinizin olması kayıt için zorunlu. Linkedin’e e-posta adresi haricinde ad, soyad, şifre gibi temel bilgileri de girmeniz gerekiyor. Kısacası Linkedin’e kayıt olmak oldukça basit.

Önemli olan, kayıt olduktan sonra kendiniz için oluşturacağınız profildir. Profiliniz sizi en iyi şekilde yansıtmalı. İlgi odaklarınızı belirlemeli ve ulaşmak istediğiniz kişilerin dikkatini çekecek kadar etkili olmalısınız. Ama aynı zamanda da bilgi karmaşasına neden olmayacak şekilde sade hazırlanmış bir CV oluşturmanızda yarar var.

Sitede, öğrenim bilgileriniz ve iş deneyiminiz hakkında bilgi verebileceğiniz bir kısım yer almakta. En güzeli de, Linkedin’e sadece iş deneyiminizi değil yeteneklerinizi de ekleyebiliyorsunuz. Kısacası işiniz ile ilgili ya da kendinizi geliştirmek için yaptığınız aktiviteler gibi yeteneklerinizi de Linkedin bağlantılarınızla paylaşabilirsiniz. Bu arada Linkedin’de yetenekleriniz ne kadar çok kişi tarafından onaylanırsa aramalarda o kadar öne çıkarsınız. Bu dipnotu da verdikten sonra Linkedin’in ücretli versiyonunun da olduğunu belirtelim.

Linkedin Premium ile daha fazla bağlantı ekleyebilir, bağlantıda olmadığınız kişilere mesaj gönderebilir veya profilinizi inceleyen kişileri görebililirsiniz. Ancak ücretsiz versiyonda da birçok özellikten yararlanabiliyorsunuz. O yüzden başlangıçta Premium kullanmak yerine ücretsiz versiyonu deneyimlemenizi tavsiye eederiz.

Linkedin İstatistikleri

İstatistiklerle Linkedin

En az “Linkedin Nedir?” sorusu kadar önem arz eden “Linkedin İstatistikleri” için ayrı bir başlık açtık. Mesleki ilişkilerini arttırmak isteyen veya kariyerini geliştirmek isteyen kişiler için vazgeçilmez bir mecra olan Linkedin hakkında bazı istatistikler, neden Linkedin’de olmalıyız? sorusunu yanıtlar nitelikte. Öyleyse “Ben de orada olmalıyım.” fikrini doğuracak bu istatistiklere hızlıca göz atalım.

       İşte Linkedin istatistikleri:

  • 500 milyondan fazla kişi Linkedin kullanmaktadır.
  • ABD, kullanım sayısı bakımından en fazla kullanıcıya sahip ülke olarak birinci sıradayken onu Hindistan, Brezilya, İngiltere ve Kanada takip etmektedir.
  • Şirketlerin %57’sinde Linkedin şirket sayfası bulunmaktadır.
  • Y Kuşağı’na dâhil olan 87 milyon kişi Linkedin kullanmaktadır.
  • 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre 122 milyon kişi Linkedin profili sayesinde bir mülakata gitmiştir.
  • Aynı araştırmaya göre 35,5 milyon kişi Linkedin’de bağlantılı durumda olduğu bir işveren tarafından işe alınmıştır.
  • Linkedin’deki web trafiğinin %57’si mobil cihazlar tarafından sağlanmaktadır.
  • Ortalama bir kullanıcı her ay 17 dakikasını bu sitede geçirmektedir.)
  • Lİnkedin’de 3 milyon aktif iş ilanı bulunmaktadır.
  • Linkedin kullanıcılarının %28’i, site içinde 0-300 arasında bağlantıya sahiptir.
  • %27’si ise 500-999 arasında bağlantıya sahipken yalnızca %1’inde 10K’dan fazla bağlantı vardır.
  • ABD’de 150 milyona yakın kişi Linkedin kullanmaktadır.
  • Linkedin kullanıcılarının %40’ı her gün bu platformu kullanmaktadır.
  • 40 milyon öğrenci ve yeni mezun Linkedin kullanmaktadır.
  • Saniyede 2 kişi Linkedin’e katılmaktadır.
  • Türkiye, üye sayısındaki büyüme hızı açısından dünyada 17. sırada yer almaktadır.
  • İnternet kullanan erkeklerin %28’i Linkedin kullanırken kadınların%27’si Linkedin kullanmaktadır.
  • Milyonerlerin %4’ü Linkedin kullanmaktadır.
  • Linkedin’de 5,5 milyon muhasebeci bulunmaktadır.
  • Linkedin’de bir CEO’nun ortalama 930 bağlantısı vardır.

Linkedin İstatistikleri ile ilgili en güncel bilgiyi buradan edinebilirsiniz.

Linkedin Reklamlar

Linkedin’in Avantajları Nelerdir?

Her sosyal ağın kendine has bir dili, kültürü ve kullanım amacı muhakkak ki vardır. Eğlence, bilgi, haber, sosyallik gibi amaçların yanında “iş” odaklı sosyal ağ kullanımı da söz konusudur. Linkedin de “iş” odaklı sosyal ağlar kategorisindedir. Dolayısıyla bu ağın kendine has bir takım avantajları bulunmaktadır. İşte, Linkedin kullanmanın avantajları:

  • En başta çok basit düşünecek olursak Linkedin sizin iş networkü içerisinde aktif olmanızı sağlayacaktır. Yani bir iş görüşmesine gidip oturmaktan ziyade çalışsanız da çalışmasanız da Linkedin sayesinde iş hayatının dinamiklerini yakından takip etme fırsatınız vardır.
  • CV’nizi gönderebilmeniz için illa kurumların iş ilanı vermesini beklemenize gerek yok. Linkedin profiliniz aynı zamanda CV’nizdir. Bu yüzden siz ekstra bir çaba göstermeseniz bile işverenler ya da ilgililer Linkedin’de bulunan CV’nizi her daim görebilirler. Bu da sizin dikkat çekme ve iş bulma olasılığınızı bir hayli arttıracaktır.
  • Güçlü referanslar edinebilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey ise bağlantı kurmak. Yani Linkedin’de aktif olmak. Bağlantı kurduğunuz güçlü isimlerin dikkatini, yaptığınız işlerle veya yeteneklerinizle çekebilirsiniz. Ayrıca onlardan size referans olup, sizi desteklemelerini isteyebilirsiniz.
  • Yaptığınız işleri, resim, not ve video olarak veya link vererek paylaşabilirsiniz. Zira bağlantılarınıza; deneyimlerinizi, kapasitenizi ve yeteneklerinizi göstermenin en iyi yolu yaptığınız işleri onlarla paylaşmaktır.
  • Linkedin gruplarına katılarak, aynı ilgi alanına sahip olduğunuz, o alanda kariyer yapmış kişilerle bir araya gelebilirsiniz. Böylelikle ilgi duyduğunuz alanlarda bir şeyler başarmış insanları tanıyabilir ve tecrübelerinden yararlanabilirsiniz.
  • Linkedin sayesinde network kurup, çevrenizi genişletebilirsiniz. Sadece kendi bağlantılarınızı değil, bağlantılı olduğunuz kişilerin bağlantılarını da görüp onlarla da bağlantı kurabilirsiniz. Güçlü bağlantılar edinmek profilinizin etkileşimini arttıracak ve fark edilmenize yardımcı olacaktır.
  • İş veya staj arıyorsanız bağlantılarınız arasında size fırsat verebilecek kişiler bulabilirsiniz. Ya da bağlantılı olduğunuz kişiler sizin iş arama ilanınızı kendi profillerinde paylaşarak çevrelerine sizi yayabilir. Böylece hayal edemeyeceğiniz kadar kişiye ulaşabilirsiniz. Bu da sizin iş bulma olasılığınızı artırır.

Linkedin Nasıl Etkin Kullanılır?

Linkedin Nedir? temalı bir makalede bir diğer önemli başlık da Linkedin’in etkin kullanımına yönelik detayların yer aldığı başlıktır.

İş hayatında yer alan herkes arasında, mutlaka bir rekabet vardır. Bunun farkında olan kişiler Linkedin’i daha etkin kullanmaktadırlar. Linkedin’de fark edilmek, rakiplerinize göre avantajlı olmanızı sağlar. Burada, fark edilebilmenin de bazı tüyoları olduğunu belirtmek gerekir.

Linkedin’de Fark Edilme Yolları

  • Linkedin profilinizi sıklıkla güncellemelisiniz.
  • Lİnkedin profilinizde kullandığınız fotoğrafınız özenli, resmî ve güncel olmalı. İş hayatında öz bakımın önemli olduğunu aklınızda tutarak yüksek çözünürlüklü ve profesyonel bir görsel eklemenizi tavsiye ederiz. Eskiden kalma bir fotoğraf ya da iş ortamına uymayan tarzda çekilmiş bir kare insanlar üzerinde olumlu bir etki bırakmayabilir.
  • Linkedin başlığınız ile imajınızı güncel tutmalı, kullandığınız başlığı anahtar kelimeler ile güçlendirmelisiniz. Böylelikle bir kişi o anahtar kelimeyi arattığında, sizin profiliniz ile karşılaşacaktır.
  • “Beceriler” kısmına eklediğiniz anahtar kelimeler ile Linkedin aramalarında daha çok görünürsünüz.
  • Profil istatistiklerinizi ya da paylaşım istatistiklerinizi sık sık kontrol edip neleri daha iyi yapmanız gerektiğini görebilirsiniz. Böylelikle paylaştığınız gönderilerden hangisinin en fazla dikkat çektiğini görüp bunu avantaja çevirebilirsiniz.
  • Güncel gelişmeleri takip etmelisiniz.
  • Derin ve geniş bir bğalantı ağı inşa etmelisiniz. Kurduğunuz her bağlantı bir yerde popülerliğinize katkı sağlar. O yüzden bağlantı eklerken belli bir disiplin edinmenizde yarar var.
  • İnsanlara neden sizinle bağlantı kurmalarını anlatmalı ve profilinizin gücü ile onları buna ikna etmelisiniz.
  • Gruplara katılmalı ve aynı grupta aynı ilgi alanına sahip olan kişilerle bağlantı kurmalısınız.
  • Sürekli görünür, kayda değer aktiviteler içinde ve aktif olmalısınız.
  • Bağlantılarınızın dikkatini çekecek aktivitelerde ve paylaşımlarda bulunmalısınız.
  • Bildirimlerinizi kontrol etmeli, bağlantılarınızla ilişki kurarken nazik ve bilgili olmalısınız.

Linkedin’den Dikkat Çekici Detaylar

Dünyanın en gözde profesyonel ağı olan Linkedin hızla büyümektedir. 500 milyon kullanıcıyı aşan Linkedin, 200 farklı ülkeden üyeye sahip. Peki bu mecranın “iş” odaklı istatistiklerine baktığımızda bizi neler bekliyor? İşte Linkedin’in dikkat çekici iş istatistikleri:

  • Linkedin, platformunda 9 milyondan fazla şirket bilgisi ve 10 milyondan fazla aktif iş ilanı bulundurmasının yanı sıra, bünyesinde her ay 100.000’den fazla makale yayımlıyor.
  • Linkedin, 500 milyon kullanıcıya ulaştığını bildirdiğinde en çok hangi ülkeden, hangi şehirden, hangi yaş aralığından üyelere sahip olduğuna dair bilgileri de paylaştı. Bu bilgilere göre, en fazla bağlantıya sahip ülkeler arasında kişi başına yaklaşık 211 bağlantı ile Birleşik Arap Emirlikleri ilk sırada Hollanda, yaklaşık olarak 188 bağlantı sayısı ile ikinci, Singapur ise ortalama 152 bağlantı sayısı ile üçüncü sırada yer alıyor.
  • Linkedin’de en bağlantılı şehirler arasında ise; ortalama 307 bağlantı sayısı ile Londra, ortalama 288 bağlantı sayısı ile Amsterdam ve ortalama 241 bağlantıya sahip San Francisco ilk üçte yer alıyor.
  • Linkedin’in verilerine göre en bağlantılı mesleklerde, şaşırılmayacağı üzere ilk sırada İnsan Kaynakları yer alıyor. Bunu, ikinci sırada Ürün Yöneticiliği ve üçüncü sırada İş Geliştirme takip ediyor.

Linkedin’de “+Kültürü”

Profesyonel bir sosyal ağ olan Linkedin, profesyonel kişiler tarafından sık sık kullanıldığı için onların bu platform içindeki faaliyetleri yaygınlaşarak günümüzde bir kültür hâlini almıştır.

Paylaşımların altına yapılan “+” yorumu belki öteden beri kullanılmaktaydı. Fakat bunu kavramsallaştırarak “+ Kültürü” terimini ortaya atan Stratejik Marka Yönetimi kitabının yazarı ve Dijital Markalaşma Uzmanı Mürsel Ferhat Sağlam olmuştur. Peki, kavramsallaştırılarak terim hâline getirilen ve sıklıkla kullanılan “+ Kültürü” nedir ve neden kullanılır? Bunu biraz açıklamak gerekiyor.

Mürsel Ferhat Sağlam’ın takipçileri ve bağlantıda olduğu kişiler, Mürsel Bey’in Linkedin’deki paylaşımlarının altına, kendi bağlantılarının görmesini sağlamak ve bir nevi tavsiye niteliği taşıması amacıyla yorum olarak “+”yazıyorlar.

Böylelikle “+” yazan kişinin bağlantıları, bağlantılı olmasa bile o paylaşımı görüp, inceleyebiliyor ve sonunda ilgili kişiler, dikkat çekilen o kişiyle bağlantı kurmak isteyebiliyor. Fakat burada ilginç bir nokta var. Gözlemlediğim kadarıyla bu profesyonel kitle, bunu sadece Linkedin’de değil, eğer Mürsel Ferhat Sağlam ile diğer sosyal ağlarda bağlantılı ise aynı davranışı o sosyal ağlarda da (örneğin, Twitter) sergiliyor.

Linkedin’de alışık olunan bu durum, diğer sosyal ağların kültüründe olmasa bile, Linkedin’de Mürsel Ferhat Sağlam’ın “+ Kültürü” diye kavramsallaştırdığı bu davranışı uyguluyor. Ayrıca bu durum kültürün farklı lokasyon (dijital ağ) dâhilinde sürdürülmesi özelliğini taşıması açısından önem arz etmektedir.

A’dan Z’ye Linkedin’i Anlattık

Linkedin Nedir? Linkedin Nasıl Kullanılır? Niye Önemlidir? başlığıyla yayınladığımız bu makalede yalnızca “Linkedin Nedir?” konusuna değinmekle kalmadık. Zira Linkedin’i A’dan Z’ye tüm detaylarıyla anlattık.

Dolayısıyla bu makalede “Linkedin Nedir”den fazlasını bulmuş olmalısınız. Her ne kadar Linkedin’i sizlere birçok başlık altında incelemeye ve aktarmaya çalışsak da dijital dünya dinamik bir yapıya sahip dolayısıyla da her an her şey değişiyor ve güncelleniyor. Bunun için Branding Türkiye’yi düzenli takip etmenizi tavsiye ederiz.

Bu arada Branding Türkiye’yi Linkedin’de takip ederek profesyonel topluluğumuzun bir parçası olabilirsiniz. Ayrıca profesyonel ve ücretsiz Telegram kanalımıza buradan katılarak tüm güncel gelişmeleri anında öğrenebilirsiniz.

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.