Geçtiğimiz günlerde başladığımız Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi adlı yazı dizisinin ikinci bölümünde “Seo” konusunu ele alacağız.

Geçtiğimiz günlerde “Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi” temalı yazı dizisinin birinci bölümünü yazmıştık. İçerik temalı birinci bölümün ardından şimdi yazı dizisinin ikinci bölümünü yazacağız.

Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi

Birazdan ikinci bölümüne giriş yapacağınız yazı dizisi, toplamda 4 bölümden oluşuyor.

      Bunlar;

  • İçerik Pazarlaması
  • Seo (Arama Motoru Optimizasyonu)
  • Kullanıcı Deneyimi
  • Müşteri Deneyimi

Bu kavramları açıklayarak örneklendirecek ve sonrasında sonuçlarını masaya yatıracağız. Bu çok önemli 4 kavram birlikte çalıştığında, dijital kullanıcıların sadık müşterilere nasıl dönüşebileceğini göreceksiniz. Buna sadık müşteri yaratma programı da diyebilirsiniz. İsim koyma konusunu size bırakıyorum.

İkinci Bölüm: Seo

SEO konusuna direkt giriş yapmadan öncelikle size internet kavramı ile nasıl tanıştığımı ve buralara nasıl geldiğimden biraz bahsedeyim.

1998 Haziran ayında İstanbul’da çok farklı bir hava vardı. France’98 Dünya Kupası başlamış hatta akşam ilk maç oynanacaktı. Gündüz ise, FEP’te (Fatih Eğitim Parkı) yani bir diğer bilinen ismiyle Fatih ilçesi Fındıkzade sınırları içinde kalan Çukurbostan’da Koçsys ve TurkNET’in sponsorluğunda internet fuarı başlamıştı.

FEP sadece lise ve altı eğitim kurumlarına giden öğrencileri kabul ettiği için gençlere internetin tanıtılması ve denenmesi amacı taşıyan bu fuarda ilk kez internetin ne demek olduğunu öğrenmiştim. Görev alan mühendis ve çalışanlara dilediğimizi sorup cevap alabildiğimiz, pek kalabalık olmayan, aynı yaş ölçütünde insanların yer aldığı bir etkinlikti bu.

Dönüm Noktasındayız

NBA’in web sitesine girip oyuncuları görmek oldukça keyif vericiydi. Bir de online olarak Mayın Tarlası oynamak… Öte yandan şu bir gerçek ki orada bulunanlar için o gün büyük bir dönüm noktasıymış. Tabi o an bunun farkında değildik… O gün bir mühendis tarafından yapılan küçük bir konuşma bizleri bugüne hazırlayan bir köşe taşı oldu. Bugün anlıyorum ki bütün o ziyaret ettiğimiz web sitelerini küçük bir eğitimden sonra bizler de yapabilirmişiz.

O günün arama motorları Altavista, Lycos, Infoseek‘te listelenen sonuçlardan faydalanarak yönlendirildiğimiz siteler ciddi anlamda farklıydı. 1998 yılında yurt dışındaki akranlarımız internet üzerinden bilgi yayıyor, arama motorları tarafından karşılarına çıkan sonuçları okuyorlardı.

Bu arada Fransa’98 final maçı Brezilya ve Fransa ile yapılmıştı. Fransa, Brezilya’yı finalde 3-0 yenerek Dünya Kupası’nı havaya kaldırmıştı. O yıllarda, TV’den izlenen futbol müsabakaları gündemimizde biraz daha yer tutuyordu.

Baba Ben İnternet Sitesi Yapacağım

İnternet Fuarı akşamında babam maç izlerken ona bir şey söylediği anımsıyorum; “Baba, ben internet sitesi yapacağım.”

Biraz uğraştıktan sonra isteğimi kabul ettirmeyi başarmıştım ama ilk önce iyi eğitim veren bir kurum bulmam gerekiyordu. Eylül ayında açılacak okulun ilk gününde Fındıkzade’de bugünkü Şark Halı’nın en üst katında şöyle bir tabela dikkatimi çekti; “Microsoft sertifikalı Web Master eğitimi.”

Asansör kullanmadan 7 kat yukarı nasıl çıktığımı hatırlamıyorum ama içeri girdiğimde elinde Microsoft logolu kupadan kahvesini yudumlayan bir ağabey bana; “Kod alt yapın var mı?” diye sordu. “Hayır” dedim. Üzgün olduğunu söyleyip bu eğitim için temel bilgiye ihtiyacım olduğunu ekleyerek beni oradan kibarca gönderdi.

Tasarım Ve SEO İçin Kod Bilgisi Niye Önemli?

Öncelikle müdahale edilebilen bir sistem için kod bilgisi oldukça önem taşıyor. Zira günümüzde WordPress temalı bir siteyi kod bilmeden de inşa edebilirsiniz ancak tam anlamıyla tasarıma ya da detaylara istediğiniz ölçüde müdahale edemezsiniz. En azından giriş seviyesinde HTML diline hakim olmanız SEO açısından oldukça önemlidir. Nedeni ise, Meta Tag’lar, Meta Description’lar, Meta Title’lar, Keywords’ler, Ahref’lerdir.

Facebook İlk Tasarım

Yazı dizisinde kod öğrenimine girmeyeceğim ancak yazının devamında bununla ilgili bir takım püf noktalar tabii ki paylaşacağım.

2002 Yılına geldiğimizde, lisede Bilgisayar Programlama bölümünde okuyan en yakın arkadaşımdan HTML dilinin işime yarayacak kadarını öğrenmiştim. Zaten o yıllarda en güçlü yazılım dili HTML’di. C dillerini iyi Coder’lar ve yazılımcılar dışında pek bilen olmazdı

Birkaç yıl geçmiş olmasına rağmen kursun kapısını çaldım ve o gün kayıt yaptırdım. Ertesi gün ilk derste duyduğum bir cümle yıllar sonra tartışılmaya açılacak ve bir meslek haline gelecekti; “SEO, geleceğin gücü olacak !”

SEO Yokken Ne Yapıyorduk?

İşte tam da bu nedenle, başımdan geçenlerin küçük bir hikayesi olarak konuya bu şekilde giriş yapmayı uygun gördüm. SEO yokken yaptığımız web siteleri, alan adına bağlı olarak listeleniyordu. Dolayısıyla alan adı (domain) ciddi anlamda değerliydi. Yukarıda bahsettiğim Metatag ve Keyword’leri de yönergelerine uygun şekilde girdiyseniz, sitenizin indekslenmemesi için hiç bir neden olmazdı.

Edge

Sadece sizden önce listelenmiş sitelerin önüne geçemiyordunuz ki, bu durumda da Dmoz kategorilerine kayıt olarak daha üst sıraya oturma imkanınız vardı. Ayrıca WordPress altyapısı yerine tasarım odaklı olduğu için HTML tabanlı web sitelerine öncelik tanınıyordu. Google görsel düzene verdiği önemi bu yolla sağlıyordu.

O dönemlerde bir tekstil şirketine yaptığım site 24 saat içinde 1. Sayfa ve 1. Sıradan indekslenmişti. Tabii sadece bu da değil. Yapılan tüm siteler bu şekildeydi. Eğer Dmoz ve benzer referans alınan indeksleme sitelerinin kategorilerine kayıt olmuşsanız tahtınız kolay kolay sallanmıyordu. Ancak yıllar sonra Google, yeni bir algoritma ile kullanıcılarına artık “içerik”lerin daha önemli olduğunu vurguladı.

2011 – Panda Güncellemesi

2011 yılının Şubat ayında Panda Algoritması yayına girdiğinde, çoğu kullanıcı Google’ın kopya içeriklere karşı bir silah geliştirdiğini düşünmüştü. Ancak çok geçmeden anlaşıldı ki, Google, kaliteli içerik sağlayan ve araştırma sonucu gibi kapsamlı bilgi yayan siteleri daha hızlı indekslemek ve içerik bakımından düşük, birbirini takip eden cümleler dışında kullanıcıya bir şey sunmayan siteleri cezalandırmaya giden bir algoritma geliştirmişti.

Algoritmaya göre kullanıcılar tarafından girilen içerikler (yorumlar dahil) artı bir puan sunuyor ancak sıralamaya direkt olarak etki etmiyor. Yorumlarda geçen spam ve kalitesiz içerikler de sitenizin sıralamasını düşürebiliyor. Ancak yorumları takibe alıp spamları Google sitenizi indekslemeden temizlediğinizde bu sorun da ortadan kalkıyor. Ya da WordPress altyapısı kullanıyorsanız Akismet eklentisini temanıza kurabilirsiniz. Böylece otomatik olarak bu işlemi gerçekleştirmiş olursunuz.

İçeriğin Kaliteli Olup Olmadığını Nasıl Anlarız?

Öncelikle “Yayınladığım içeriği kimler okuyor?” sorusunu kendinize yöneltmelisiniz. Bu sorunun cevaplarını ise Google Analytics ve Yandex Metrica tool’larını kullanarak öğrenebilirsiniz. Hotjar da iyi bir tool fakat bütçenizi zorlamak istemiyorsanız Metrica ile devam etmenizi önerebilirim.

Şöyle ki, Analytics ile sitenize yönlenen arama sonuçlarını takip ederek ve sosyal medya yönlendirmelerini izleyerek sitenizin nerelerde kimler tarafından paylaşıldığını görebildiğinizi sanıyorum ki anlatmama gerek yok. Ancak Yandex’in ürünü Metrica ile kullanıcılarınızın mouse hareketlerine ve ısı haritalarına ulaşabileceğinizi unutmayın. İki tool’u eşzamanlı olarak kullanmanızda fayda var.

Yandex Metrica Isı Haritası

Yazı dizimin 3. bölümünde Kullanıcı Deneyimi’ni anlatırken çokça bu tool’lara değineceğim. O nedenle şimdilik bu kısmı kısaca açıklayarak geçmek istiyorum.

Mouse Hareketi Tool

2011 – Penguin Güncellemesi

2011 Nisan ayında yayına alınan bir algoritma olan Penguin Güncellemesi, sitenize gelen veya sitenizden giden bağlantıların bir nevi kalitesini ölçmek üzere geliştirilmiştir.

Düşük kaliteli dizin sitelerinden alınan linkler, spam ya da aynı IP üzerinden yüzlerce yorum yaptırılmış bloglar, içerik açısından kopya sitelerden satın almış linkler Penguin Güncellemesi‘nin akabinde cezalandırılmaya başlandı.

Penguin Güncellemesi

Eski SEO taktiklerini kolay yoldan uygulayan bir “SEO Uzmanı” ile çalışmadıysanız korkmanıza gerek yok.

Çünkü, bir takım “SEO Uzmanı” diye geçinen kişiler, zamanında kendi kurdukları link portalları üzerinden edindiği kalitesiz linkleri sitenize yönlendiriyor ve forum sitelerinde spam olarak linklerinizi paylaşıyorlardı.

Penguin Güncellemesi ile bu linklemeler belirli bir standarda oturmuş ve bu yöntemle sıralama edinen sitelerin bazıları; Sandbox‘ın alevlerle dolu derin kuyularına, bazıları da sıralamanın en gerilerine gönderildi.

SandBox Nedir?

Google tarafından işaretlenen değersiz, kopya içerikli, yasa dışı faaliyet gösteren, indekslenmemiş sitelerin tutulduğu bir alandır ve buradaki siteler Google aramalarında gösterilmez.

Kalitesiz Linklerin Temizlenmesi

Ancak Penguin güncellemesi üzerinden yıllar geçmesine rağmen Google’ın düşük ceza olarak nitelendirdiği sıralamada sabit kalma ya da eylemsizlik ile de cezalandırılmış olabilirsiniz. Bunu fark etmeniz zor olabilir. Bunun için link değişiminde edindiğiniz linkleri silmeniz gerekir. Bu işlem, Google Disawov aracı ile tek tek yapacağınız bir işlemdir. Bu arada linkleri sildikten sonra Google Search Console’a yeniden değerlendirme isteğinde bulunulmalıdır.

Google Disawov

Ayrıca Penguin’in, ilk başta sitenize gelen bağlantıları kontrol ettiğini unutmayalım. Google, ancak 2. aşamada sitenizden çıkan bağlantıları kontrol eder. Sitenizde oldukça fazla link çıkışı bulunuyorsa bunlar için “nofollow” etiketi kullanmanızda oldukça fayda var.

Sitemize Gelen Linkleri Nasıl Bulacağız ?

Bunun için kullanılan yüzlerce tool olduğunu söylemeliyim ancak global ölçekte de en çok kullanılanı Ahrefs‘tir. Buradan sitenize gelen bağlantıları inceleyebilir ve içerikten, sıralamaya bir çok konuda bilgi edinebilirsiniz. Ahrefs’te bulduğunuz linkleri yine Disawov aracı ile kaldırmanızı tavsiye ederiz.

2013 – Hummingbird Algoritması

Esasen Hummingbird, Google’ın arama motoru algoritmasının bir parçasını oluşturmakta ve bazı sorgular için en iyi sonuçların karşınıza gelmesini sağlamakta diyebiliriz. Ancak sürekli gelişen arama teknolojileri (Fotoğraf, ses, text) sayesinde Humingbird ile anlamsal sorgu ve sonuçların sesli aramalarda da kullanılmaya başlandığını söyleyebiliriz.

Hummingbird Algoritması

Hummingbird sesli arama sonuçları dışında bir görev üstlenmez. 2019 yılında sesli aramaların öne çıkacağını düşündüğümüzde, markanız için yüksek öneme sahip bir algoritma olduğunu gözden kaçırmamakta fayda var. Ülkemize bu tür teknolojiler biraz gecikmeli uğrasa da, bu algoritmanın 2020’lerde yükselişe geçeceğini düşünüyorum. O nedenle şimdiden hazırlığımızı yapalım…

Tüm sıralama, spam ve içerik algoritmalarının işlevselliğini öğrendikten sonra markalaşma adına kullanabileceğimiz ve bana göre kesinlikle uygulamamız gereken bir konu daha var…

Markalar İçin Featured Snipped

Bir çok marka alanında söz sahibi olmak ister. ilk sırada yer almaktan çok Google gibi bir arama motorunun sizi referans sonuçlarda, yani sonuçların en başında ayrı bir kutucuğa çıkarması hem müşterileriniz hem de bilgi sahibi olmak isteyen kullanıcılarınız için harika bir ödüldür. Dijital Markalaşma’nın önemi işte tam da burada devreye girmekte.

Featured Snippet, kuşkusuz bir çok açıdan markanızın web varlıklarında değer algısını arttıracak bir öne çıkarma modelidir. Nasıl yapılacağına gelince, sanıyorum ki içerik yöneticileri tarafından yaratılması en kolay snippet türü olacaktır.

Featured Snipped Nasıl Yapılır?

Featured Snippet’ler için öncelikle, daha önce işlenmemiş ya da kaliteli ve detaylı olarak ele alınmamış kavramsal bilgileri kullanıcıların basitçe yararlanması için en açıklayıcı şekilde site ya da bloğumuza girmemiz gerekir. Bu genellikle, Nedir?, Niye Önemlidir?, Nasıl Yapılır?, Neden? gibi sorulara verilecek cevaplar olmaktadır.

Örnek vermem gerekirse, bu arama sonuçlarından yola çıkarak “En Değerli 500 Marka” önerisine tıkladığımda Google, daha önce kullanıcılar için yazılmış en faydalı makaleyi karşıma çıkarıyor.

Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi - Featured Snipped

Google kullanıcılara en faydalı bilgiyi Branding Türkiye‘de bulmuş olacak ki, aramamda bana onun sonucunu gösteriyor. Yalnızca Google arama önerileri değil, Google Trends kullanarak da en sık aratılan sorguları ve kalıpları inceleyebilirsiniz.

İçeriğinizi Video, Linkler ve Görseller İle Destekleyin

Featured Snippet için Google tarafından literatüre alınmanızı kolaylaştıracak yöntemlerden biri de yazılarınıza örnek gösterebileceğiniz videolar eklemek.

Aynı konuda referans bir makaleye giden linkler ve daha önce Google’da indekslenmemiş görsellerden de faydalanabilirsiniz.

Yazınıza koymak istediğiniz görseli Google Görseller’de aratabilir ve aynısı mevcut ise Photoshop’ta görseli manipüle ederek kullanabilirsiniz. Google özgün görsellere daha çok önem vermekte. Görsellerde olduğu kadar YouTube videolarını sitenize gömerken de tanım eklemek ve konu ile ilgili 15 dakikadan uzun bir videoya yönlendirmek de Featured Snippet için önemli ölçüde fayda sağlayacaktır.

Alt Etiketleri Hayati Önem Taşır

Bir görseli, Google Görseller sonuçlarında indekslemek istiyorsak mutlaka alt etiketini girmeliyiz. WordPress tabanlı sitelerde, görsel yükledikten sonra sol tarafta çıkacak görsel özelliklerinden Alternatif Metinkısmına girebilmeniz mümkün. Bu etiketlerde görselin kısa tanıtımını yaparken kullanıcıların arattığı kelimeleri hedeflemenizde de yarar var. Günümüzde bir çok markanın görsellerinde (Logoları hariç) alt etiketini yeterli seviyede kullanmadığını görebilirsiniz.

Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi - Görsel Optimizasyonu

Şunu unutmamalısınız ki, Featured Snippet’lar da tıpkı Google sıralamaları gibi değişebilir. Bu, içeriğinizin ne kadar güncel olduğu ile de yakından alakalı. Biz içerik yöneticileri olarak site ya da blog içeriklerinizi en az 3 ayda bir güncellemenizi öneriyoruz. Bu, SEO açısından da yüksek önem arz eden bir konu.

Markalar İçin Mikro Siteler ve Linkleme

Mikro siteler ve nasıl linklenecekleri konusu özelikle SEO camiası içerisinde bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Linklerin mikro bloglar ile desteklenmesi mi? yoksa siteye ait kurumsal blog açılarak yola devam edilmesi mi?

Bunu her SEO uzmanı kendi deneyimine göre yorumlayacaktır. Ancak bu konuda benim şahsi kanaatim; referans verilebilecek bir siteden sitemizin bloğuna link çıkışı vermektir. Ayrıca web sitemizde yer alan yazıların link çemberi şeklinde birbirine bağlanmasının faydasını daha çok gördüğümü söyleyebilirim. Mikro Blog ve Linkleme konusunda marka bloglarının da zamanla bu formülü uyguladıklarına şahit oluyorum.

Seo Uzmanlarımız İyi İşler Çıkarıyor

Tabii ki, Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme konusunun SEO aşamasında iş sadece içerik, mikro bloglar ve linkleme vs. ile bitmiyor. SEO konusu bu yazı dizisinde anlatılamayacak kadar geniş bir kavram. Öyle ki 200’den fazla kriter mevcut.

Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi - 11 Seo Kuralı

Size sadece basit şekilde marka ve kullanıcılarınız için yapabileceklerinizi aktardım. Yukarıdaki görselde ise SEO’nun 11 altın kuralı var.

Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi konulu yazı dizimizin ikinci bölümü olan “Seo” başlığında genel hatlarıyla ama en önemli detaylara yer vererek içerik konusunun önemine değindik. Ayrıca seo odaklı stratejik hamlelerle markanıza nasıl katkı sağlayacağınızdan bahsettik. Yazı dizimizin üçüncü bölümünde görüşmek üzere.


💡 Kullanıcıları Sadık Müşterilere Dönüştürme Rehberi – 1. Bölüm

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.