Kobi’ler İçin Dijital Pazarlama önerileri sunarken, Türkiye ekonomisinin %90’ından fazlasını KOBİ’lerin oluşturduğu gerçeğini göz önünde tutmalıyız. Böylece bu önerilerin hayati değer taşıdığını daha iyi anlarız. Kısacası bu işte hata payımız yok!
Evet, KOBİ’ler ticaretin önemli ve etkili bir paydaşı fakat KOBİ’ler henüz gerçek potansiyellerini gösterebilmiş değiller. Çünkü ne yazık ki KOBİ’ler tam anlamıyla kabuğunu kıramadı. Bu durum KOBİ’lerin dar bir alanda oyun çevirmesine neden oluyor. Böyle olunca da KOBİ’ler sık sık top kaybediyorlar.
KOBİ’ler İçin Pazarlama Tavsiyeleri
Küçük işletmelerin oyunu geniş alana yayıp atağa çıkması için işler eskisi kadar zor değil. Fakat KOBİ’ler işlerin hala eskisi kadar zor olduğunu zannediyor. Çünkü onlara işlerin artık eskisi gibi olmadığını anlatan birileri olmamış. Kısacası birilerinin KOBİ’leri bu konuda bilgilendirmesi gerekiyor.
İşte KOBİ’lere Tavsiyeler;
- KOBİ’ler artık geleneksel reklam ve pazarlama stratejilerinin maliyetini sırtlamaya mecbur değiller.
- KOBİ’ler artık sadece sınırlı bir pazarda ticarete zorunlu değiller.
- Dünya dijitalleşerek değişiyor. Kobi’ler bu değişime ayak uydurmak zorunda.
- Ticaret sınırlara, mekana, zamana bağlı değil. Kısacası KOBİ’ler için global pazarlara girmek sanıldığından daha kolay. Bu demek oluyor ki Türkiye’nin herhangi bir şehrinde faaliyet gösteren herhangi bir sektördeki bir KOBİ, dünyanın herhangi bir ülkesine ihracat yapabilir. Fakat KOBİ’lerimizin yeryüzünü yakalaması için öncelikle iç piyasada durumlarını sağlama almaları gerekiyor.
- KOBİ’lerin silkelenip kendilerinin farkında olması markalaşmayla mümkündür.
- KOBİ’ler yeni nesil bir kavram olan dijital markalaşma konusunda aksiyoner olmalıdır.
Marka Yönetimini İyi Anlamak
Her zaman belirttiğim gibi marka yönetimi; bir işletmenin kurumsal iletişim departmanında oturup marka ile ajans arasındaki iletişimi sağlamak veya ajansta marka ile ajans arasındaki süreci koordine etmek değildir. Ve fakat biliyorum ki Türkiye’de marka yönetimi ne yazık ki birçok profesyonel tarafından böyle zannediliyor.
Evet, bu ülkede nedense marka yönetimi ile müşteri ilişkileri birbirine karıştırılıyor. İş ilanlarında bu karmaşayı daha net görebiliyoruz. O yüzden burada İK uzmanlarına da büyük görev düşüyor. Firmanın ihtiyacı tam olarak nedir iyi bilinmelidir. Aksi halde marka yöneticisi diye müşteri temsilcisi, müşteri temsilcisi yerine marka yöneticisi istihdam edilebilir. Bu durum hem maliyet hem de emek ve zaman israfıdır.
Bunun basit bir açıklaması bulunmaktadır. O da; Türk toplumunun kavramlarla ciddi anlamda sorunu olduğu gerçeğidir. Ve bu, iş hayatına da yansıyor. Böyle olunca da uzmanlıkların, departmanların, unvanların, görevlerin sınırı ve içeriği tam manasıyla anlaşılmıyor. Marka yönetimi ile ilgili kavramsal karmaşanın nedeni budur.
∴
O halde diyebiliriz ki marka yönetimi A’dan Z’ye bir süreçtir. Dolayısıyla bütünleşik pazarlama adı verilen olgunun kapsamına giren birçok kavram, uzmanlık ve süreç ile alakadar olunmadan marka yönetmek mümkün değildir. O nedenle hiç kimse dünden bugüne, pat diye yani herhangi bir akademik ve sektörel alt yapıya (bilgi – tecrübe) sahip olmadan bir markayı yönetemez.
Bu yasal bir yasak değil. Ancak hayatın bir gerçeğidir. Gerçekten de, sektörel tecrübe ve akademik bilgi olmadan marka yönetmek pek mümkün değil.
KOBİ’lerde Marka Yönetimi Süreci
“Peki örneğin bir KOBİ için marka yönetimi süreci nasıl başlar?” diye soracak olursanız öncelikle çeşitli parametreler ışığında marka analiz edilmelidir yanıtını veririm. Peki nedir bunlar? Ben bu dinamikleri şöyle sıralayabilirim;
- Kurumsallık analizi
- Ürün analizi
- Sektör analizi
- Paydaş analizi
- Rakip analizi
- Bütünleşik pazarlama stratejisine yönelik analiz
- Dijital ilerleme planı ve ön analiz
Bu başlıklar çerçevesinde gerçekleştirilecek analizler sonucunda markanın eksiği veya fazlası tespit edilir. Sonrasında eksikler tamamlanır, fazlalıklar ise düzene sokulur. Nihayetinde marka için sağlıklı bir yönetim süreci başlar.
Ancak KOBİ’lerde marka yönetimi süreci genellikle başta yapılması gereken analizler atlanarak sürdürülmeye çalışılıyor. Bu da KOBİ’ye zaman ve para kaybettiriyor. Oysa Türkiye’deki KOBİ’lerin büyük çoğunluğu resmen var olmasına karşın rekabet standartlarınca yok hükmündeler. Diğer bir ifadeyle KOBİ’lerimiz adeta “görünmez” birer varlık durumundalar.
KOBİ’ler Nasıl Markalaşır?
Sınırlı bir pazara sınırlı sayıda ürün veren KOBİ, işlerin hep böyle gideceğini, diğer bir ifadeyle kendi yağında kavrulacağını zannedebilir fakat hiç beklemediği bir anda aynı pazara hitap eden ve aynı ürünleri daha ucuza veren bir rakiple karşılaşabilir. Türkiye’de birçok girişimin ilk 6 ayda batmasında girişimcilerin kurumsallaşmayı ikinci plana atması ve pazarlama ile satışı birbirine karıştırmasının etkisi büyüktür.
Benim bu noktada KOBİ’lerin markalaşması için ilk önerim kurumsallaşmaya ağırlık vermeleri yönündedir.
Bu arada kurumsallaşma özel ve uzun bir süreçtir. Tabi KOBİ bu süreçte işi gücü bırakıp sadece buna odaklanacak değildir. KOBİ adına bu süreci yönetecek kişiler veya kurumlar olmalıdır. Yeri gelmişken belirteyim; kurumsallaşma sürerken aynı anda bütünleşik pazarlama faaliyetleri de başlamalıdır.
Tüm bunlar uygulandığında ise geriye düzenli analizler ve raporlarla süreci takip etmek kalıyor.
Kobi’ler İçin Dijital Pazarlama
KOBİ’lere bütünleşik pazarlama faaliyetleri için öneri sunarken önceliği yeni medyaya ve dijital pazarlamaya vereceğim. Çünkü KOBİ’ler bütünleşik pazarlama sürecinde bütçenin önemli bir kısmını dijitale ayırmaya bir anlamda mecburlar. Bunun birçok sebebi var ancak en önemli neden; bir KOBİ için ana akım medyada satın alma yapmak, outdoor reklamlara ağırlık vermek aşırı maliyetlidir. Oysa küçük işletmelerin sahip olduğu bütçe ana akım medyada veya bilboardlarda gözükmeye elverişli değildir ve zaten buna gerek de yoktur. Zira küçük işletmeler için ana akım medyada olup olmamak çok bir şey ifade etmez. Fakat KOBİ’nin sosyal medyada güncel, aktif ve yaşayan bir marka imajı sergilemesi KOBİ’ye çok artı kazandırır.
Bu noktada KOBİ’lere dipnot değerinde bir tavsiyede bulunacağım ve dijitalde dikkat etmeleri gerekenleri sıralayacağım. İşte, KOBİ’lerin dijital pazarlama sürecinde dikkat etmesi gerekenler;
- Kurumsallık
- Güncellik
- Özgünlük
- Süreklilik
KOBİ, dijital pazarlama aksiyonunda eğer bu 4 kuralı sosyal medyada uygularsa dijital markalaşma anlamında başarılı olur. Ancak sosyal medyada öne çıkmak için tüm bunların “içerik pazarlaması” odağında kurgulanması gerektiğini de unutmamak gerekir.
∴
KOBİ’ler için dijital pazarlama ve sosyal medya hayati önem taşımasına rağmen birçok KOBİ sosyal medyayı öylesine kullanıyor. Sosyal medya sayfalarını ve web sitesini güncel tutmayan bir KOBİ potansiyel müşterilerini kaçırdığını unutmamalıdır.
∴
KOBİ’ler, dijitaldeki stratejilerine ek olarak birkaç detaya daha dikkat kesilmelidir. İşte KOBİ’lerin dijital markalaşma sürecinde önemsemesi gereken o dinamikler;
- Bütünleşik pazarlama stratejisine sahip olmak
- Görünürlük için kreatif kampanyalar hazırlamak
- Geri bildirimleri toplamak ve analiz etmek
- Özgün ve sürekli içerik üretmek
- İletişim kurmak
Bu ayrıntılarla birlikte Kobi’ler İçin Dijital Pazarlama tavsiyelerinden oluşan bu makaleyi sonlandırıyorum.
Tüm makaleyi tek cümlede özetlemek pek mümkün değil ancak bir tavsiye daha verme hakkım daha varsa KOBİ’lere şunu söyleyebilirim; işi ehline verin. Böylece hedefinize daha sağlıklı ve hızlı ulaşabilirsiniz.
Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.