Bütünleşik pazarlamanın önemli bir unsuru olan içerik pazarlaması, dijital pazarlama için de büyük bir öneme sahiptir. Hatta içerik pazarlaması olmadan dijital pazarlama olmaz desek abartmış olmayız.

Reklam, pazarlama, marka zirvelerinde mutlaka senenin trendinden bahsedilir. Ardından konuşmacılar, panelistler çeşitli konularda bilgi ve tecrübelerini aktarırlar. Bu tarz etkinliklerde hemen herkesin ortak paydada buluştuğu bir nokta vardır. Ve bunu ifade ederken herkes jenerik haline gelmiş şu ifadeyi kullanır: “içerik kraldır.”

İçerik Kralsa Kraliçe Kim?

İçerik kraldır.

Pekala tamam fakat bu durumda bir de kraliçeye ihtiyacımız var öyle değil mi?

O halde kraliçe kim veya ne?

Nedense hiçbir etkinlikte yahut makalede bundan yani kraliçeden bahsedilmez. O halde lafı uzatmadan ben söyleyeyim eğer içerik kralsa sanırım mecra da kraliçedir. Zira içeriğin üretilmesi kadar içeriğin paylaşıma açılması ve etkileşime sokulması yani kısaca içeriğin tüketilmesi de aynı derecede önemlidir. İşte bu yüzden mecra için “mecra eşittir kraliçe”dir, diyebiliriz.

Peki kral dediğimiz içeriğin, tüketilmesi için gereken sadece mecra mıdır?

Veya

Her içerik her mecrada beklenen oranda tüketilir mi?

Bu ve benzeri sorular işin felsefesine kafa yormak gibi gözükse de aslında bu büyük oranda meselenin teknik kısmıyla ilgilidir. Diğer bir ifadeyle içerik; yalnızca yetenek ve üretkenlik meselesi değildir. İçerik üretmek ve üretilen içeriğin etkileşim almasını sağlamak yani içeriği yönetmek, üretkenlik kadar teknik bilgi de gerektirir.

İçerik Pazarlaması Niye Önemli

İçerik Üretiminde Önemli 2 Unsur

Alışılagelmiş tarzda hizmet üreten ajanslarda reklam yazarı veya geleneksel medyada köşe yazarı olmanın ötesinde bir anlayış gerektiren yeni nesil içerik üretiminde önemli olan 2 unsur vardır:

Birincisi; ürünü yani mal veya hizmeti deneyimlemektir. Evet, artık nitelikli bir içerik pazarlaması için ürünü deneyimleyecek düzeyde bilgi, tecrübe ve yetenekli birer blogger yahut fenomen olmanız gerekiyor. O halde içerik pazarlama aslında biraz da deneyim pazarlamasıdır. Daha doğrusu deneyim; içerik pazarlamasının sürdürülebilirliği için önemli bir faktördür.

İkincisi; mecrayı tanımaktır. Herhangi bir konuda uzmanlaşmış bir blogger olabilirsiniz. Ve bir ürünü tüm yönleriyle anlatacak bilgi ve yeteneğe de sahip olabilirsiniz. Fakat eğer üretilen içeriği hangi mecra ya da mecralarda yayınlayacağınızı bilmiyorsanız veya paylaştığınız içeriğin daha çok okunması için mecra içi ve mecra dışı teknik düzenlemelerden bihaber iseniz o halde tam anlamıyla bir içerik pazarlaması yapmış sayılmazsınız. Zira başta belirttiğim gibi içerik kralsa, mecra kraliçedir. Mecra olmadıktan sonra içeriğin ya da içerik olmadıktan sonra mecranın hiçbir önemi yoktur.

İçerik ne kadar özgün, ilgi çekici, özel olursa olsun, mecra yönetimi konusunda başarısızsanız o içerik internetteki herhangi bir metin haline dönüşüverir. Bu da ne markaya ne de içerik üreticisine herhangi bir yarar sağlamaz. Dolayısıyla pazarlama süreci verimsizleşir. Sonra da farklı bir strateji için yeniden emek, zaman ve bütçe harcanır. Oysa eldeki strateji hem içerik hem de mecra bazında iyi yönetilse zaten farklı bir strateji denemeye lüzum kalmayacaktır.

Markaların kurumsallaşmamış blogger veya fenomenlerle yürüttükleri ve viral amacı taşıdıkları projelerden verim alamama nedeni de kısaca budur. Yani içerik kalitelidir ama mecra yanlış seçilmişse kampanyadan verim almak mümkün olmaz.

Niceliğe Değil Niteliğe Odaklanın

Sıradan bir ürün tanıtımı içeriği veya basın bülteninin dışında özgün ve bilgi / tecrübe odaklı içeriklerle kendini ifade etmek isteyen, diğer bir ifadeyle içerik pazarlaması kurgulamak isteyen markalar öncelikle içeriğin niteliğine sonra da içeriğin yayınlanacağı mecranın marka olup olmadığına bakmalıdır.

Ayda birkaç bin tıklanan bir blogu olan, kurumsallıktan yoksun, markalaşmamış, sosyal medyada zayıf bir blogger ile geniş çaplı bir içerik pazarlaması projesi gerçekleştirmek hayaldir.

Niceliğe aldanmamak gerekiyor… 

Evet, rakamlar değerlendirme yapmak için önemli bir kıstastır. Fakat her şeyi rakamlara indirgemek de doğru değildir. Kimi zaman istatistiksel anlamda iyi gözüken nice blog nitelik açısından markaya bir şey kazandıracak konumda olmayabiliyor.

Kısacası ayda 50k ve üzeri ziyaret edilen bir blogu olan, sosyal medyada hatırı sayılı bir takipçi kitlesine sahip bir blogger ile çalışırken de rakamlara değil de niteliğe odaklanmak daha doğru olur. Ayrıca bloggerın paylaştığı önceki içerikler de istatistiksel olarak iyi analiz edilmelidir. Kısacası rakamların şişmesine neden olan herhangi bir bot yazılım yahut sahte tıklama söz konusu mu diye bakılmalıdır.

Evet; niceliğe aldanmamak gerekiyor. Diğer bir ifadeyle niceliğin de niteliğine bakmak lazım. Birçok marka bu anlamda süreci iyi yönetemiyor. Bunun başlıca sebebi kurumsal iletişim departmanlarının gereğinden fazla geleneksel kalmasıdır. Oysa artık “kurumsal iletişim 2.0”dayız.

Şirket İçi Eğitimleri Önemseyin

Reklam, pazarlama ve iletişim süreçleri artık büyük oranda dijitalleşmiş durumda. Dijitale ayrılan reklam ve pazarlama bütçesi de her geçen yıl artıyor. Hatta artık dijitale; geleneksel reklam ve pazarlama bütçesinden daha fazla bütçe ayrılmaya başlandı. Bu durum bize reklam, pazarlama ve iletişim süreçlerinin dijitalleştiğini gösterdiği gibi bir yandan da şirketlerin dijitale göz kırpmaya başladığını da gösteriyor.

Bunun sürdürülebilir olması içinse departmanların bu yeni sürece adaptasyonu gerekiyor. Bu da ancak mütemadiyen gerçekleştirilecek olan şirket içi eğitimlerle mümkündür..

İçerik Pazarlaması Olmadan Dijital Pazarlama Zor!

Evet; içerik pazarlaması olmadan dijital pazarlama olmaz. Yani içerik, dijital pazarlamanın önemli bir dinamiğidir, olmazsa olmazıdır. Hatta reklam, pazarlama, medya, kurumsal iletişim, PR ve iletişim süreçlerinin de %100’ü içeriktir. Fakat içeriği ayakta tutan bir takım olgular vardır.

Bunları üç alt açıklamayla özetlemek gerekirse;

  • İçeriği üreten kişi ya da kişilerin bilgi, tecrübe ve yetenekleri
  • İçeriğin yayınlanacağı offline ve online mecralar ve bunlara dair niceliksel ve niteliksel veriler
  • İçeriği tüketen kitlenin içeriğe verdiği tepkinin ölçümlenmesi

Buna göre kısaca içerik pazarlaması;

  • Üretim
  • Dağılım
  • Ölçümleme

şeklinde özetlenebilir… Markaların içerik pazarlamasında başarılı olmaları da zaten bu üç sac ayağını iyi yönetip yönetememeleriyle doğru orantılıdır.


💡 İçerik Pazarlaması İle İçerik Stratejisi Arasındaki Fark

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.