Yeni Normal dışında, çok fazla değişim yaşayacağımız ve bunları yeniden adlandıracağımız bir dönemdeyiz. Peki her değişime yeni normal mi diyeceğiz?

Yeni normal kelimesinin, benim literatürüme Corona Virüs salgını ile birlikte giren bir hikayesi olmadı. Özellikle bizim gibi inovasyon temelli yaşayan, bununla ilgili danışmanlık veren, her zaman yeniyi arayan insanların bu tip dönüşümlerin seslerini biraz daha önceden duyduğunu söylemem yanlış olmaz.

Laf aramızda işimin bu yönünden dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum.

Dünyanın gerçek bir dönüşüm içinde olduğunu, girişimciliğin artarak önem kazandığını, yenilikçiliğin olmazsa olmaz yetkinlikler arasına girdiğini, dijitalleşmenin artık lüks değil zorunluluk olduğunu hemen hemen her platformda söylüyoruz.

Sadece; sürekli, “dönüşüm” diye bahsettiğimiz ve YENİ NORMAL şeklinde adlandırılan bu duruma geçişimizin, bu kadar hızlı ve sancılı olacağını tahmin edememiştik.

Yeni Normal Kültürü

Corona Virüs salgınıyla birlikte, yeni normal de bir şekilde hayatımıza girdi ve gündemimize oturdu. Ben de “yeni normal” kelimesinin dillendirildiği bu süreçte, iş hayatına başladığım ilk yıllara döndüm. Hatırlıyorum da tıpkı “yeni normal” gibi “inovasyon” kelimesi de hayatlarımıza böyle girmişti.

İnovasyon demek bizim bildiğimiz anlamda buluş anlamına gelmiyordu. İçi daha dolu, detaylı ve çok kapsamlıydı. En önemlisi de inovasyon bir kültürdü. Dolayısıyla daha ilk yıllarda buluşun yeterli olmadığını, yeniliği üretmenin bir kültür haline gelmesi gerektiğini anlayarak iş hayatına başlamıştım.

Yeni normal kelimesi de benim için aynı değerde. Yani aslında yeni normal denilen olgu; dönüşen bir süreci değil, dönüşen bir kültürü temsil ediyor.

Yeni Yönetişim

Bu makalede sizlerle “yeni normal”in, normalimizin çok dışına çıkacak olan en önemli konusu yani “yeni yönetişim sistemi” ile ilgili gözlemlerimi paylaşacağım.

Yönetişim kelimesinin sözlük anlamına baktığımızda; birlikte ve etkileşerek ortaklaşa yönetme biçimi olarak karşımıza çıkıyor.

Peki, neden yeni yönetişim?

Şu an tam da inovasyon kelimesinde olduğu gibi yeni bir kültür deneyimliyoruz. Ve Corona Virüs dönemini hep birlikte yönetiyoruz. Mesela hiçbir müdahale veya zorunluluk olmadan tamamen kendi irademizle evde kalıyoruz. Diğer bir ifadeyle kendi kendimizin koruyucusu oluyoruz.

Öte yandan daha önce olmadığımız kadar sağlık sisteminin işlemesi için canımızı dişimize takıyor, bu süreçte katkısı olan herkese TEŞEKKÜR ediyoruz. Kısacası bu sistemin daha doğrusu bu sürecin bir parçası oluyoruz! Özetlemek gerekirse bu süreçte hem kendimiz ve sevdiklerimiz için hem de aslında herkes için tüm irademizi ortaya koyuyoruz. Yani “yeni normal”de belli başlı sorumluluklar alıyoruz!

İşte, deneyimlediğimiz bu sorumluluk(lar) tam anlamıyla başlayan yeni yönetişimin ilk adımı! Deneyimlerimizden sonra bir şeyler değişmeye başlayacak. Yani herkesin kendisine verilen sorumluluğu kendi yönettiği bir sistemin ve sürecin parçası olduğu yeni bir döneme gireceğiz.

Bugün söylemekte yarar görüyorum, Post Corona döneminde bizi en çok etkileyecek olan olgu; yönetim stratejilerimizin, metotlarımızın ve sistemlerimizin tamamen değişimi olacak! O yüzden Yeni Normal dışında, çok fazla değişim yaşayacağımız ve bunları yeniden adlandıracağımız bir dönemdeyiz diyebilirim.

Kısacası daha yolun çok başındayız! Asıl yanıtlanması gereken; bu süreçte her değişime yeni normal mi diyeceğiz?


💡 KOBİ’lere Koronavirüs Sürecinde Tavsiyeler

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.