Sosyal medya platformlarının son zamanlardaki kararları tartışmalara neden olurken en son Youtube bir videoyu “halk sağlığını tehdit gerekçesiyle kaldırdı. Akabinde “Haddini Bil Youtube” Twitter’da trend oldu. Bu makalede, ilgili konuyu baz alarak “sosyal medya ve ifade özgürlüğü” üzerine bir değerlendirmede bulunacağız.

Dijital platformların son zamanlarda kişisel verileri korumayla ilgili problem yaşadığı bilinen bir gerçek. Hemen her hafta bir dijital platform kamuoyunu “verileriniz çalındı” şeklinde bilgilendiriyor. Hatta öyle ki artık bu tip haberleri gün aşırı duyar olduk. İşin bu boyutu ayrı bir analiz ve değerlendirme gerektiriyor. O nedenle şimdilik bu konuyu kenara koyuyorum. Zira bu makalede meselenin farklı bir tarafını değerlendireceğiz.

Sosyal Ağlar Ve Sansür

Evet, kişisel verileri koruma noktasında birçok hata yapan dijital platformlar bir taraftan da kişi, kurum ve kuruluşlara erişim engeli koymaktan da geri durmuyor. Bunu yaparken ise platformların çok da geçerli bir sebep sunduğu söylenemez. Neden böyle düşündüğümü birazdan Instagram’da bizzat tecrübe ettiğim bir olayı anlatarak ifade edeceğim.

Evet, bilhassa sosyal ağların sebebi anlaşılmayan şekilde “erişim engeli koyma” odağındaki tavrı, “ifade özgürlüğü” noktasında kullanıcıların kafasında soru işaretlerine sebep oluyor. Hatırlanacağı üzere Amerika Birleşik Devletleri eski Başkanı Donald Trump, 3 Kasım 2020’de gerçekleşen başkanlık seçimleri sürecinde çeşitli sosyal ağlar tarafından sansüre uğramış ve erişim engeliyle karşı karşıya kalmıştı. Hatta Trump o sürecin akabinde bir karar alarak kendi sosyal ağını kuracağını duyurmuştu. Bu konuya dair detaylı okuma yapmak isterseniz Donald Trump Kendi Sosyal Ağını Kuruyor başlıklı makaleye göz atabilirsiniz.

Konuya dönecek olursak, sosyal ağlar bir “yeni medya” ürünü olarak ifade özgürüğünün, iletişimin, eğlencenin ve haber yaymanın lokomotifi konumunda olsalar da ne yazık ki son zamanlarda temel misyonlarından koptular. Donald Trump’ın yaşadıkları buna örnektir. Fakat bu olay tek değildir. Hatırlarsanız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yine Twitter tarafından sansüre uğramıştı.

Benzer bir durum benim de başıma geldi. Bunu da aktaracağım. Ancak öncesinde Haddini Bil Youtube (#HaddiniBilYoutube) neden TT (Trend Topic) oldu ona bakalım.

Haddini Bil Youtube Trend Topic Oldu

Dün neredeyse tüm gün Twitter’da gündem “Haddini Bil Youtube”tu.

Peki neden?

Şöyle ki; BBN Türk kanalında Büyük Resim adlı programın moderatörü olan Tarih Felsefecisi, Araştırmacı ve Yazar Erkan Trükten’in Youtube’daki videosu yanlış tıbbi bilgi verdiği gerekçesiyle kaldırılmıştı. Youtube tarafından alınan bu kararı ve videonun kaldırılmasını Twitter üzerinden eleştiren Trükten #haddinibilyoutube diyerek gündem oldu.

Bu arada yaşanan bu olay tek değil. Zira BBN Türk kanalındaki  Büyük Resim programının bazı bölümleri de yine Youtube tarafından kaldırılmış.

Algoritma Kimden Taraf?

Benzer bir durum benim de başıma geldi demiştim. Şöyle ki, birkaç gün evvel Instagram hikayemde “kendi” fotoğrafımı paylaştıktan saniyeler içinde Instagram’dan bir bildirim aldım. Ekranımda şöyle bir şey yazıyordu; “Hikayen Topluluk Kurallarımıza Aykırı”

Evet, şaka gibi ama değil. Nedenini anlayamadığım bir şekilde Instagram fotoğrafımı kaldırılmıştı. O an aklıma “algoritma kimden taraf” diye bir düşünce geldi. Sahiden de özellikle son 1 yıldır gözlemlediğim kadarıyla algoritmalar kullanıcı odaklı olmaktan çıktı. Bunun sıkıntısını profesyonel manada da çekiyoruz. Bilindiği üzere ben dijital markalaşma (dijital pazarlama ve marka yönetimi – iletişimi) odağında girişimcilere, şirketlere, kişilere ve kamu kurumlarına danışmanlık veren, bu alanda kitaplar yazan, akademik çalışmalar yapan, kavramsallaştırmalar yapıp literatürü besleyen biriyim. Diğer bir ifadeyle sosyal medya benim işimin bir parçası. Lakin Koronavirüs süreciyle birlikte sosyal ağlar odağında birçok problemle karşılaşır olduk. Reklamların verimsizliği, platformların profillere ve sayfalara sebepsiz yere erişim engeli koyması, içeriklerin silinmesi bunlara örnek gösterilebilir.

Sonuç Olarak

Dün gün boyu Twitter gündeminde olan ve medyanın da dikkatinden kaçmayan “Haddini Bil Youtube” konusu odağında sosyal medya ve ifade özgürlüğü meselesine değinmek istedim. Elbette üzerine söylenecek birçok şey var. Ben şimdilik hem duruma farkındalık kazandırmak hem de hazır yeri gelmişken bir değerlendirme yapmak adına bu makaleyi yazdım.

Bitirmeden evvel çözüme yönelik fikrimi de paylaşayım. Gerek kamuda gerekse özel sektörde daima dillendirdiğim bir durum var. O da şu; her dijital platformun yerli muadili olmalı. Ancak bu yerli platformların global pazarda yarışacak kadar sağlam bir altyapıya ve marka değerine sahip olması da önemli. Yapmış olmak için değil sürdürülebilirlik kaygısıyla bu tip atılımlar yapmalıyız. Böylece milyarlarca insanın bulunduğu sosyal ağ pazarında yer edinmiş oluruz.


💡 Mürsel Ferhat Sağlam’ın Yeni Kitabı Çıktı

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.