Avrupa Birliği (AB), Dijital Hizmetler Yasası ile teknoloji devlerini bir hayli zorlayacak. Zira yeni düzenlemeyle birlikte teknoloji şirketlerinin sorumlulukları da artacak.

Avrupa Birliği, Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ile Google ve Meta gibi teknoloji devlerine Avrupa pazarında ek sorumluluklar getirdi. O kadar ki, bu yeni düzenlemeyle birlikte dijital dünya yeniden şekillenecek desek yeridir.

Peki nedir bu Dijital Hizmetler Yasası?

AB pazarında faaliyet gösteren teknoloji şirketlerine yeni sorumluluklar getirecek olan Dijital Hizmetler Yasası’nda hangi maddeler var?

Dijital Hizmetler Yasası

1 Ocak 2024 itibariyle tüm şirketler için geçerli hale gelecek olan Dijital Hizmetler Yasası (DSA), özellikle teknoloji firmalarına önemli yükümlülükler getiriyor. Bu arada şirketler eğer yasadaki maddelere uymazsa bu durumda yıllık cirolarının %6’sına kadar bir para cezasına razı olmak zorundalar. Konuya dair Avrupa Komisyonu Başkanu Ursula von der Leyen, açıklaması ise şöyle;

“DSA, AB’deki tüm çevrimiçi hizmetler için temel kuralları güncelleyecek. Yasa, çevrimdışı yasa dışı olanın, çevrimiçi yasa dışı olması gerektiği ilkesine pratik bir etki sağlıyor. Boyut ne kadar büyük olursa, çevrimiçi platformların sorumlulukları da o kadar büyük olur.”

Avrupa Rekabet Komiseri Margrethe Vestager ise yaptığı açıklamada yasanın, platform hizmetlerinin topluma ve vatandaşlara karşı oluşturabileceği risklerden sorumlu tutulmasını sağlayacağını belirtti.

Dijital Hizmetler Yasası’nın Maddeleri

DSA’nın nihai metni henüz yayınlanmadı, ancak Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu tarafından DSA’nın içereceği yükümlülükler şu şekilde detaylandırılıyor:

  • Bir kişinin dinine, cinsel yönelimine veya etnik kökenine dayalı hedefli reklamlar yasaklanmıştır.
  • 18 yaş altı bireyler de hedefli reklamlara konu olamaz.
  • Kullanıcıları belirli seçimler yapmaya yönlendirmek için tasarlanmış kafa karıştırıcı veya aldatıcı kullanıcı arayüzleri olan “karanlık desenler” yasaklanacaktır. Avrupa Birliği, kural olarak, abonelikleri iptal etmenin onlara kaydolmak kadar kolay olması gerektiğini söylüyor.
  • Facebook gibi büyük çevrimiçi platformlar, tavsiye algoritmalarının (Mesela; Haber Kaynağı’ndaki içeriği sıralamak veya Netflix’te TV şovları önermek için kullanılan) çalışmasını kullanıcılar için şeffaf hale getirmek zorunda kalacak.
  • Dijital Hizmetler Yasası’na göre; kullanıcılara “profil oluşturmaya dayalı olmayan” bir öneri sistemi sunulmalıdır. Örneğin Instagram söz konusu olduğunda bu, kronolojik bir feed anlamına gelir.
  • Barındırma hizmetleri ve çevrimiçi platformlar, yasa dışı içeriği neden kaldırdıklarını açık bir şekilde açıklamalıdır. Ayrıca kullanıcılara bu tür yayından kaldırma işlemlerine itiraz etme olanağı sağlamalıdır.
  • En büyük çevrimiçi platformlar, araştırmacılara “çevrimiçi risklerin nasıl geliştiğine dair daha fazla bilgi sağlamak” için önemli veriler sağlamak zorunda kalacak.
  • Dijital Hizmetler Yasası ile birlikte; çevrimiçi pazar yerleri, yasa dışı mal veya hizmet satan kişileri takip etmek için platformlarında tüccarlar hakkında temel bilgileri tutmalıdır.
  • Büyük platformlar ayrıca krizler sırasında yanlış bilgilerle başa çıkmak için yeni stratejiler sunmak zorunda kalacaklar.

Son olarak, farklı büyüklükteki teknoloji şirketleri arasında ayrım yapacak. Buna göre Dijital Hizmetler Yasası, daha büyük şirketlere daha büyük yükümlülükler getirecek. Kısacası Meta ve Google gibi AB’de en az 45 milyon kullanıcısı olan büyük şirketler en fazla incelemeyle karşı karşıya kalacak. Bakalım yeni süreçte teknoloji firmaları nasıl bir aksiyon alacak.

Kaynak

  • WebTekno
  • Shiftdelete.com

Netflix’te 10 Yıl Sonra İlk

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.