Sabah uyandığımız ilk andan, akşam uyku vaktine kadar sosyal ağlar ile olan ilişkimizi düşünelim. Giydiğimiz kıyafetten saçımızı tarama şekline, kullandığımız her üründen yediğimiz yemeğe hepsini sosyal medya adı verilen sanal bir ortamda paylaşır olduk. İşte tüm bu süreci tanımlamak için “bir nereden nereye hikayesi!” demeyi uygun gördüm.

Sahi hayatımıza ilk girdiği zamanlarda neydi bu sosyal medya denen şey? Nasıl bir anda hayatımızın tümü oldu? Dikkat edelim hayatımızın vazgeçilmez bir parçası vb. ibareler kullanmadım. “TÜMÜ” ibaresini kullandım çünkü kimse inkâr etmesin ama artık hayatımızın tümü sosyal ağlardan ibaret oldu. Bu konuya derinlemesine girmeden evvel şimdi gelin sosyal medyanın literatürdeki karşılığına kısaca bir bakalım.

Sosyal Medya Nedir?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, sosyal medya için birden fazla tanım yapmak mümkün. Örneğin; kullanıcılar tarafından oluşturulan bilginin basit, anlık ve çift taraflı olarak paylaşılmasını ve ulaşılmasını sağlayan bir yeni medya ürünüdür diyebiliriz. Aynı zamanda bu kavramı; Web 2.0‘ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan bir medya sistemidir şeklinde özetleyebiliriz. Ancak belirttiğim gibi sosyal medyayla ilgili literatürde birçok tanım mevcut.

Evet, hayatımızın tümü bir anda sosyal medya denilen bu sanal ortamdan ibaret oldu. Facebook, Instagram, Twitter, Youtube ile yatıp kalkıyoruz. Peki ama bu nasıl oldu? Bana kalırsa bunu anlamanın tek yolu, “Ben sosyal ağları kullanıyorum.” cümlesindeki özne ve nesnenin yerini değiştirmektir. Yani “Sosyal ağlar beni kullanıyor.” itirafında bulunabilmektir.

Sosyal Ağlar Hakkında

Sosyal Medyayla Yaşıyoruz

Sabah uyandığımız ilk andan akşam uyku vaktine kadar sosyal medya ile olan ilişkimizi düşünelim. Giydiğimiz kıyafetten saçımızı tarama şekline, kullandığımız her üründen yediğimiz yemeğe hepsini sosyal medyada paylaşır olduk. Hatta bu durumu normalleştirdik. Aksine bunları yapmayanları yadırgar olduk. Çünkü biz o ürünleri zaten sosyal medyada paylaşmak için aldık.

Peki Ama Niye?

Sosyal medya odağında daha çok like almak için… Alacağımız bir kazağı hangi etekle kombinleyip fotoğrafını paylaşacağımızı düşünüyorsak, makarnadan çok o büyük gösterişli tabaklara önem veriyorsak, el kreminden mutfaktaki tenceremize kadar hepsini hangi marka olduğunu paylaşıyorsak ve etiketliyorsak evet gerçekten de biz sosyal medyayı kullanmıyoruz.

Düpedüz ortada ki, sosyal medya bizi kullanıyor. Attığımız her adımı, yediğimiz her yemeği, içtiğimiz her kahveyi, aldığımız her objeyi sosyal ağlarda paylaşmak ve takipçilerimize göstermek amacını taşıyoruz.

Bir Nereden Nereye Hikayesi

Halbuki ilk zamanlar sosyal medyayı kullanmaktaki tek amacımız Facebook‘ta yıllardır görüşmediğimiz ilkokul arkadaşımızı bulmak, hayatında neler değişmiş onlara bakmak ya da beğendiğimiz içerikleri paylaşmaktı. Ama hızlı tüketim kültürünün etkisiyle ne yazık ki her şeyi hızlıca sindirdik ve tükettik. Zamanla tüm bunlar yetmemeye başladı.

Biz de sosyal medyayı hayatımızın merkezine aldık. Yaşantımızın tümüne sosyal ağları yayıp sosyal medyayı kullanırken kontrol bizde zannettik ve bunu zannetmeye devam ediyoruz. Oysa durum hiç de öyle değil. Ne diyelim, yeniden sosyal medya mecralarını bizim kullandığımız zamanlara geri dönme umuduyla

Bülten Aboneliğinizi Aktifleştirin

Güncel makaleler, sektörel haberler ve ücretsiz etkinlikler için mail listemize abone olun.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.

Bir şeyler yanlış gitti.